Her alanda yeniliğe ve gelişime katkıda bulunan kadınlar, iş dünyasında da fark yaratarak yaşamın her alanında iz bırakıyor olsa da, toplumun yarısını oluşturan kadınların iş dünyasındaki yeri ne yazık ki yüzde 30’u geçemiyor. Türkiye’nin alanında öncü ve lider şirketlerinin yönetimlerinde görev alan kadınlar, dünyada ve Türkiye’de, toplumsal cinsiyete dayalı zihniyet kalıplarını değiştirme adına iş dünyasında pek çok toplumsal önyargıyla başa çıkmak zorunda kalıyor. Zihinlerdeki ‘mit’leri ortaya koyan pek çok araştırmada, gelişmiş ülkelerin kadın-erkek eşitliğini sağlamada diğerlerinden ileride olduğunu görüyor ancak dünyanın hiçbir yerinde tam bir cinsiyet eşitliğinden söz edilmediği gerçeği ile yüzleşiyoruz.
Teknosa Genel Müdürü Sitare Sezgin'ne, cinsiyet eşitliği konusundaki bariyerleri, kadın istihdamını artırma adına yürüttükleri çalışmaları ve kariyerinin başındaki kadın yönetici adaylarına tavsiyelerini sorduk…
"Toplumsal cinsiyet eşitliğini son yıllarda daha geniş bir kesimce benimsenmeye başladı"
Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi ve toplumun ilerleyebilmesi, nüfusun yarısını oluşturan kadınların, eğitimden siyasete yaşamın tüm alanlarına aktif bir şekilde katılımı ve karar mercilerinde yer almalarıyla mümkün. Bu alanların içinde kuşkusuz en önemlilerden biri de kadının ekonomideki yeri. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) “Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2021” raporunun sonuçlarına göre Türkiye, cinsiyet eşitliği endeksinde 156 ülke içinde 133’ncü sırada yer alıyor. Aynı raporda ekonomik katılım ve fırsata göre yapılan listede daha da gerideyiz.
Ülkemizde kadının iş hayatına katılımı düşük. Yönetim seviyesinde kadınların varlığı ise yok denecek kadar az. Sabancı Üniversitesi’nin araştırmasında Kadın CEO oranı ise sadece yüzde 2,5. BIST Yönetim Kurullarında yer alan kadınların oranı ise yüzde 17. Kadın liderler son 10 yıldır uluslararası kuruluşların ve şirketlerin tepe noktalarında söz sahibi olmaya başladı. Ülkemizde de üst yönetime çıkan ve global görevler üstlenen çok başarılı kadın liderler var ama eşit temsilin çok uzağındayız.
Yapılan araştırmalar, kadın yönetici sayısı fazla olan şirketlerin, pazar payı, sermaye ve hisse senedi değerine göre daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Oysa mevcut durumda nüfusun yarısını oluşturan nitelikli insan kaynağını ve yeteneğini kullanamıyor durumdayız. Toplumun dayattığı kodlardan, cinsiyetlere dayatılmış rollerden kurtulmamız gerekiyor. Eğitimde ve iş hayatında fırsat eşitliği konusunda adımlar hızlandırılmalı.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin, aslında sadece bir kadın mücadelesi değil insan hakkı olduğu son yıllarda daha geniş bir kesimce benimsenmeye başladı. Fakat henüz topyekün bir zihniyet dönüşümünden ya da eşitliğe dönük hızlı gelişmelerden bahsedemiyoruz. İş dünyası olarak daha güçlü bir gelecek için toplumsal cinsiyet eşitliği adına sorumluluk almalı ve hep birlikte değişimi hızlandırmalıyız.
"Kadınların hayata etkin katılımı için toplumsal projeler yürütüyoruz"
Teknosa olarak, daha eşit ve güçlü bir gelecek için kadınları şirketimize daha fazla çekmeye, kariyer yollarını açmaya ve yöneticilik rolünde daha fazla rol almalarını sağlamaya dönük adımlarımızı güçlendiriyoruz. Ne mutlu ki Teknosa merkezde kadın çalışan oranımız yüzde 50’yi geçti. Yönetici pozisyonlarımızda kadın oranı da yüzde 38’e ulaştı. Teknosa’da yönetim seviyesindeki atamalarda kadın sayısını artırmayı hedefliyoruz. Mağazalarda kadın çalışan oranımızı artırmak için de farklı projeler yürütüyoruz.
Kadın çalışanların özellikle anne olduktan sonra kariyerlerini bıraktıklarını pek çok araştırma gösteriyor. Biz bu doğrultuda kadın çalışanlarımızın kariyer yolculuğunda desteklenmesi ve birbirlerinin deneyimlerinden öğrenmesini sağlamak amacıyla “Teknosalı Anne Mentorlar” projesini hayata geçirdik. Projemiz ile 2021 yılında uluslararası alanda gerçekleştirilen Brandon Hall HCM Excellence Awards ve Stevie Awards Women in Progress programında 4 ödül birden kazandık.
Şirketimizde kadın liderlerin yetişmesine odaklanırken, kadınların hayata etkin katılımı, dijital dünyaya adapte olması için toplumsal projeler de yürütüyoruz. 2007’den bu yana Habitat Derneği ile gerçekleştirdiğimiz Kadın için Teknoloji projesi kapsamında bugüne kadar 22 binden fazla kadına dijital okuryazarlık eğitimi verilmesine katkıda bulunduk. Ayrıca, Sabancı Vakfı ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) iş birliğiyle şiddet gören ve teknolojiye erişimi kısıtlı kadınlar için bir toplumsal dayanışma hareketi başlattık.
UN Global Compact ve UN Women'ın ortak girişimi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri'ni (WEPs) imzalayarak, toplumsal cinsiyet eşitliğini ilerletecek şirket politikaları oluşturmaya taahhüt verip Türkiye'de bu platforma katılan ilk teknoloji perakende şirketiyiz.
Teknosa olarak kadınların eşitlik mücadelesinde erkeklerin de aktif rol almasını amaçlayan Yanındayız Derneği’nin ve perakende ve tüketici ürünleri sektöründe çalışan kadın liderleri destekleyen, üst düzey kadın yöneticilerin sayısını artırmayı ve gelişimlerine katkıda bulunmayı misyon edinen Lead Network’ün de kurumsal üyesiyiz. Kadın bir yönetici olarak her zaman daha fazlasını yapmak, daha çok olumlu etki yaratmak önceliklerimden biri olacak.
"Üretimde kadınların daha fazla rol alması, geleceğin şekillenmesini sağlayacak"
Genç kadınlara özellikle dijital dünyanın gerekliliklerine göre kendilerini geliştirmelerini, yetkinliklerini güçlendirmelerini tavsiye ederim. Teknolojiyi çok iyi kullanmak ve üretmek noktasında kadınların daha fazla rol alması, geleceğin da ona göre şekillenmesine neden olacak. Kadınların rol modellerini takip etmesini ve sivil toplum kuruluşlarında gönüllü, etkileyici görev almasını da çok önemli buluyorum. Eğitimden iş hayatına pek çok alanda çok değerli sivil toplum kuruluşları var. Kendilerine uygun olanları izleyip, görev alabilirler.