Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü Arda Öztaşkın’a göre; gelecek, tüm paydaşlara uzun soluklu değer yaratmak amacıyla çalışan ve bunu da ekonomi, insan, gezegen üçlü bacağında “mış gibi” değil, samimiyetle yürüten ve iş modellerini de sosyal girişim dinamikleriyle uyumlamış şirketlerin olacak.
Yapı Kredi’nin gelecek vizyonu, ilham kaynağı olarak köklü geçmişinden nasıl besleniyor?
Kurulduğumuz ilk günden beri varoluş amacını sadece faaliyet gösterdiği alanlarda değil, toplumsal gelişim için her alanda katkı yapmak olarak belirleyen bir kurumuz. Yaşadığımız dünyaya, ülkemize, müşterilerimize ve tüm çalışanlarımıza karşı olan sorumluluk bilincimiz kurulduğumuz ilk andan, yani köklerimizden geliyor.
Sürdürülebilirliğe dair sorunlar dünyamız, müşterilerimiz, çalışma arkadaşlarımız ve faaliyet alanlarımız için büyük bir risk teşkil ediyor. Köklerimizden gelen sorumluluğumuzla gelecek nesillere daha yaşanılır bir dünya bırakmak ve sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyoruz. Bu alanda üzerimize düşen görevleri önemsiyor, etki alanlarımız çerçevesinde gerekli dönüşüm için tüm gayretimizi gösteriyoruz. Sürdürülebilirlik konusunda ana yaklaşımımız, ekonomik gelişim ve büyümeyi sağlarken toplumsal ve çevresel konulara da hassasiyet gösterip, her alanda ve tüm paydaşlarımız için uzun dönemli değer yaratmak üzerine kurulu.
Sürdürülebilirlikte özellikle etik, cinsiyet eşitliği gibi alanlarda Yapı Kredi’nin hassasiyetlerini biliyoruz. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için sürdürülebilirlik projelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Yapı Kredi olarak sürdürülebilirliği asla gelip geçici bir eğilim ya da yükselen bir duyarlılık olarak ele almıyoruz. Sürdürülebilirlik iş kültürümüzün ve felsefemizin tam kalbinde yer alıyor. Ayrıca sürdürülebilirliği tek boyutlu bir kavram olarak da görmüyoruz; bizim için sürdürülebilirlik çevresel, ekonomik ve toplumsal boyutları bir arada barındıran bütünsel bir yaklaşımla ele aldığımız bir varoluş biçimi. Bu kapsamda, sürdürülebilirlik adına attığımız somut adımlar 2010 yılında sürdürülebilirlik raporumuzun yayınlanmasıyla başladı. 2014 yılında Borsa İstanbul (BIST) Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer almamızla devam etti. Aynı yıl sürdürülebilirlik kavramının tüm iş süreçlerimize entegrasyonu ve sürdürülebilirlik performansımızın takibinden sorumlu olan Sürdürülebilirlik Komitesi’ni de kurduk. Böylece sürdürülebilirlik konularını yalnızca bir ekibin sorumluluğu olmaktan çıkarıp tüm ekiplerin ortak sorumluluğu haline getirdik.
Gezegenimizin geleceği için atıklarımızı sıfırlamaya devam ederken Bankacılık Üssü’nden sonra Genel Müdürlük binamız da geçtiğimiz yıl Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından Sıfır Atık Belgesi’ne layık görüldü. Sürdürülebilir bir dünya hedefiyle dahil olduğumuz Sıfır Atık Projesi kapsamında Yapı Kredi’nin tesislerinde; sınırlı olan doğal kaynakların verimli kullanılması, israfın önlenmesi, atıkların kaynağından ayrıştırılması ve atık azaltımı çalışmaları yapılıyor. Faaliyetlerimiz sırasında doğal kaynakların verimli kullanılması amacıyla atık oluşumunu kaynağında azaltan, çevre ile uyumlu teknolojilere öncelik veriyoruz. Uygulama ve atık takibini sağlamak amacıyla Atık Yönetimi Genel Esasları’nı oluşturduk. Bununla birlikte su yönetimimizi de titizlikle yapıyoruz. Yapı Kredi olarak atık yönetimi çalışmalarımızda atıkların sıfıra indirilmesi için birinci ilkemiz atığı kaynağında önlemek, ikinci ilkemiz ise atık miktarını azaltmak. Kaynağında azaltılamayan, tekrar kullanıma uygun olmayan ve geri kazanılmayan atıkları da insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek şekilde çevre mevzuatına uygun olarak bertaraf ediyoruz. Ayrıca Yapı Kredi Bankacılık Üssü’nün de solar dönüşümünü tamamladık. Bu dönüşüm sayesinde büyük bir enerji tasarrufu da sağlamış olduk. Tüm süreçlerimizi en ince noktasına kadar gözden geçirerek sürdürülebilirlik yönünde dönüşmeye çalışıyoruz. Örneğin, Yapı Kredi’nin hiçbir binasında tek kullanımlık plastiklere yer vermiyoruz. Ofislerimizden çöp kutularını kaldırıp yerine geri dönüşüm kutuları koyduk. Ayrıca plastik malzeme ile promosyon ürünü üretmiyoruz. Bu küçük adımlar bir araya geldiğinde gerçek bir dönüşümü temsil ediyor.
Bunun yanında sürdürülebilirlik ve dijitalleşme kol kola giden iki konu. Biz de Türkiye’nin dijital bankası Yapı Kredi olarak dijital bankacılık alanındaki öncü yaklaşımımızla, bireysel ve kurumsal 800’den fazla işlemin yer aldığı pek çok süreci dijital ortama taşıyarak çevresel ayak izimizi küçülttük. Uzaktan müşteri ediniminin sektörde öncülüğünü yapan banka olarak, Görüntülü İşlem Asistanları hizmeti sayesinde kâğıt israfının da önüne geçerek sürdürülebilir bir dünya için önemli bir katkı sağlıyoruz. Önümüzdeki günlerde Görüntülü İşlem Asistanları aracılığıyla müşteri olma deneyimini tüzel müşterilerimize de sunmaya başlayacağız. 2019 yılından itibaren devam eden kâğıtsız işlem ve dijitalleşme çalışmalarımız sayesinde tüm hizmet kanallarımızdan yapılan işlemlerimizde 1.4 milyar adet kâğıt tasarrufu sağladık. Tüm kanallardaki dijitalleşme oranımız ise yüzde 88'e ulaştı. 2023 yılında ise özellikle şubeden yapılan işlemlerde 71 milyon adet kâğıt tasarrufu gerçekleştirdik.
Yapı Kredi olarak özellikle uluslararası finans kuruluşlarının standartlarına paralel şekilde güçlü bir risk yönetimi yaklaşımını benimsedik. Bu konuda, dünyadaki en kapsamlı yaklaşım olan Ekvator Prensipleri’yle uyumlu geliştirmeler yapıyoruz. Böylece hem operasyonel hem de kredilendirme faaliyetlerimizden kaynaklanan çevresel ve sosyal etkilerimizi etkin bir şekilde yönetiyoruz. Yatırıma yönelik verdiğimiz nihai finansman kararımızla müşterilerimiz üzerinde farkındalık yaratarak sorumlu bir yaklaşım sergiliyoruz. Bu anlamda finansman sağlama noktasında sadece finansal incelemelerle değil çevresel ve sosyal etki odaklı ek değerlendirmelerle potansiyel risk ve önleyici faaliyetleri de belirleyerek yapılan analizlerin kapsamını genişletiyoruz. Benimsediğimiz sosyal sorumluluk, çevreye duyarlılık ve sürdürülebilirlik bakış açımızla daha sağlıklı, sürdürülebilir ve dayanıklı bir kredi yönetimi sağlıyoruz.
Kurum içindeki çalışmalarımızın yanı sıra tüm paydaşlarımızın sürdürülebilirlik dönüşümlerinde yanlarında olmak, stratejimizin önemli bir parçasını oluşturuyor. Sürdürülebilirlik alanında sağladığımız finansman çözümleriyle müşterilerimizin işlerini ve bu alandaki dönüşümlerini kolaylaştırıyoruz. Yeşil tahviller, sürdürülebilirlik bağlantılı krediler, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği kredileri, Doğa Dostu Mortgage ve Doğa Dostu Taşıt kredileri gibi pek çok ürün ve hizmetimizle sürdürülebilir kalkınma sorunlarına finansal çözümler sunuyoruz.
Hayata geçirdiğimiz tüm kurumsal projelerde doğal kaynakların gelecek kuşaklara aktarılabilmesi konusunda üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Kurumları harekete geçiren itici gücün hareket noktasının bireysel tercihler olduğunun bilinciyle daha fazla kişiye sürdürülebilirlik kavramını ulaştırmak için çalışıyoruz. Kaynakların kullanımında israfın önlenmesi için alınabilecek bireysel tasarruf önlemleri dahil pek çok sürdürülebilirlik çözümünü geniş kitlelere anlatıyoruz. Bu kapsamda, toplum ve bireylerin ihtiyaçlarına paralel, sağlam temeller üzerine inşa edilen bir sürdürülebilirlik ekosistemi yaratmak için Sürdürülebilir Tercih Programı’nı yani Yapı Kredi Step’i hayata geçirdik. Sürdürülebilir gelecek için çalışan bir dönüşüm programı olan Yapı Kredi Step ile bilinçli tercihlerin oluşturduğu sürdürülebilirlik kültürünü zenginleştirmek için bireylere destek veriyoruz. Step ile kullanıcılara sadece yol göstermekle kalmayıp, tüm paydaşlarımıza motivasyon sağlayacak çeşitli çalışmalara imza atıyoruz. E-dekont, e-ekstre, ESG yatırım fonları, sürdürülebilir markalardan alışveriş yapma, toplu taşımayı kullanma gibi sürdürülebilir tercihler yapan kullanıcılar, Step puan kazanabiliyor ve bu puanlar sayesinde Yapı Kredi Mobil üzerinden Step’e dâhil olan STK’ların projelerine bağış yapılabiliyor. Böylece bireyler, sürdürülebilir tercihlerini toplumsal faydaya kolaylıkla dönüştürebiliyor.
Bireyleri sürdürülebilir tercihlere yönlendirme serüvenimiz aslında bundan yaklaşık 3 yıl önce “Dünya Kadar Sade” ile başladı. “Dünya Kadar Sade” ile ülkemizin lider kredi kartı markası World ile sorumlu bir davranış sergileyerek, bireyleri daha fazla harcama yapmaya yönlendirmek yerine, sadeleşmeye, tasarrufa ve akıllı alışverişe davet ettik. Böylece bireyleri, hayatın her alanında israfın önlenmesine ve tasarrufa yönelik adım atmaya çağırdık.
Sürdürülebilirlik bilincinin artması adına hayata geçirdiğimiz bir başka proje olan podcast kanalımız “Sürdürülebilirliği Konuşalım”da ise dinamik ve kolay anlaşılır bir anlatım tarzıyla hayatın içinden sürdürülebilirlik ipuçlarını dinleyicilerle buluşturuyoruz. Her hafta yayınlanan programlar ile iş dünyasından KOBİ’lere, girişimcilerden üniversite öğrencilerine, tüketiciden beyaz yakalı profesyonellere kadar çok geniş bir kitleyle sürdürülebilirlik konusunda faydalı bilgiler paylaşıyoruz.
Ayrıca, Yekta Kopan’ın moderatörlüğünde ayda iki kez gerçekleştirilen “Sürdürülebilirlik Sohbetleri” serimizle sürdürülebilirliğin iş dünyasına etkisini merkeze alan başarı hikâyeleri ve iyi uygulama örneklerini izleyicilerimizle buluşturuyoruz. Yapı Kredi’nin YouTube ve Facebook sayfalarındaki canlı yayınlarımızda, farklı alanlardaki uzman isimlerle, sürdürülebilirliğin önemi ve sürdürülebilir kalkınmanın yarattığı dönüşümü odağında mercek altına alıyoruz.
Sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerine entegre etmek isteyen kurumların hem kendi içlerinde hem de paydaşları nezdinde sürdürülebilirlik adına yaşanacak kültürel dönüşüm için çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu şekilde kurumların bütüncül bir sürdürülebilirlik vizyonuna ulaşabileceğine inanıyoruz.
Günümüz dünyasındaki önemli sorunların tümü, kuşkusuz iş insanlarını çok yakından ilgilendiriyor. Sizce iş dünyasının önünde çözüm bekleyen en önemli toplumsal sorunlar neler? Bu bağlamda iş insanlarının ajandasında neler olmalı?
Şirketler açısından rekabet gücü sağlamak adına sürdürülebilirlikle ilgili stratejilerin gerekliliği artık yadsınamaz bir gerçek. Çünkü sürdürülebilirlik konuları sadece toplum ve çevreyle ilişkili olarak görünse de aslında ekonomik gelişimin karşısında değil, aksine şirketin kendisine de faydalar sunuyor. Bu faydalardan ilk akla gelenleri; azaltılabilen maliyetler, daha doğru yönetilen riskler, tüketici ve yetenek çekiciliği ile artan itibar, algı skorları, tercih edilen marka ve iş yeri olma gibi konular oluşturuyor.
Ayrıca, iş hayatına katılacak gençlerin tetiklediği toplumsal bilinç de şirketler üzerinde ciddi bir değişim baskısı yaratıyor. Bugün, sürdürülebilirlikle ilgili riskler üzerinden hareket eden ve iş modelini sadece hissedarlara değer yaratmak ekseninde yürütmeyi sürdüren şirketlerin yarın yaşama şansı oldukça zor gözüküyor. Gelecek, tüm paydaşlara uzun soluklu değer yaratmak amacıyla çalışan ve bunu da ekonomi, insan, gezegen üçlü bacağında “mış gibi” değil, samimiyetle yürüten ve iş modellerini de sosyal girişim dinamikleriyle uyumlamış şirketlerin olacak.
Step projenizden bahseder misiniz? Sürdürülebilirliği önceleyen projelerin içinde Step’i nasıl konumlandırıyorsunuz?
Hayata geçirdiğimiz tüm kurumsal projelerde doğal kaynakların gelecek kuşaklara aktarılabilmesi konusunda üzerimize düşen görevleri yerine getirirken, daha fazla kişiye sürdürülebilirlik kavramını ulaştırmak ve sürdürülebilirlik kültürünü yaygınlaştırmak için çalışıyoruz. Kaynakların kullanımında israfın önlenmesi için alınabilecek bireysel tasarruf önlemleri dâhil pek çok sürdürülebilirlik çözümünü geniş kitlelere anlatacak çözümler bulmak adına büyük bir ekip çalışıyoruz.
İklim krizine bağlı ortaya çıkan sorunlar konusunda da bireysel anlamda toplumda bir farkındalık var. Ancak ne yazık ki büyük bir çoğunluk, bu sorunlar karşısında ne yapacağını bilmiyor ya da bireysel olarak alacağı aksiyonları zayıf görüyor.
Dünya üzerinde ihtiyacımız olan değişimin, her birimizin küçük adımlarıyla birlikte yaratılacak büyük bir etkiden doğacağını düşünüyoruz. Bu kapsamda, toplum ve bireylerin ihtiyaçlarına paralel, sağlam temeller üzerine inşa edilen bir sürdürülebilirlik ekosistemi yaratmak için yola çıktık ve Sürdürülebilir Tercih Programı’nı yani Yapı Kredi Step’i hayata geçirdik.
Sürdürülebilirlik alanındaki tüm çabalarımızın altında geleceğe daha iyi bir dünya bırakma hayali yatıyor. Bunun için sürdürülebilirlik konusunda sorumluluk almaya hazır olan büyük bir kitleye Step ile öncülük ediyoruz. Step’in, özellikle dönüşüm konusunda tüm paydaşlarımızı aktif oyunculara çevirmekle ilgili çok önemli bir misyonu olduğunu söyleyebiliriz.
Yapı Kredi Step ile müşterilerimizi sürdürülebilir tercihlere yönlendiriyor, “Bir tercih çok şey değiştirir” diyerek bireylerin attığı küçük adımların ne kadar önemli olduğunu ve bireysel tercihler ile büyük dönüşümün mümkün olacağını anlatıyoruz.
Yapı Kredi’nin tüm ürünleri, servisleri ve segmentleriyle etkileşim içerisinde olan Step’i, uzun soluklu ve kendini sürekli optimize ederek yeni alanlar yaratan bir proje olarak tasarladık. Bu nedenle Step, yaşayan bir ekosistem olarak dünyaya kalıcı, çözüm odaklı ve sürdürülebilir katkıda bulunuyor.
Yapı Kredi’nin sürdürülebilirlik konusunda yeni projeleri ve hedefleri neler?
Yapı Kredi olarak, çevresel ve sosyal etkilerin yönetilmesinde finans sektörü olarak bizlere düşen sorumlulukların bilincindeyiz. Bu doğrultuda attığımız adımlarla, sektörümüz ve ülkemiz için örnek kurum kimliğimizi senelerdir başarı ile taşıyoruz.
Önümüzdeki dönemde de sorumlu bankacılık alanında şeffaf iletişim yürütmeye ve sürdürülebilirlik alanındaki öncü çalışmalarımızla sınırları kaldırmaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda, destekçisi olduğumuz uluslararası sürdürülebilirlik girişimlerine verdiğimiz taahhütleri yerine getirmek için oluşturduğumuz yol haritasını izlemeyi kararlılıkla sürdüreceğiz.