Prof. Dr. Levent Kurnaz: "Sürdürülebilirlik sadece çiçek, böcek ve iklim kriziyle ilgili değil"

Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz: "Bugün geriye dönüp, 20 sene önce hangi şirketlerin lider olduğuna ve bugün hangi şirketlerin en önde yer aldığına bakmanız yeterli. Bugün tepede olan kurumların en az yarısı 20 sene sonra bugünkü konumlarını koruyamayacaklar. Koruyanlar da sürdürülebilirlik kavramının içeriğini gerçekten özümsemiş ve bunu iş yaşamına aktarmış kurumlar olacak."

Dünyanın kaynakları hızla tükeniyor. Bilim insanları tüketimin bu hızla devam etmesi durumda, 2050 yılında dünyadaki tüm kaynakların tükenebileceğine işaret ediyor. Bugün “sürdürülebilirlik” kavramı çerçevesinde tartışılan küresel ısınmayı gündeme ilk getiren Birleşmiş Milletler, 2030 yılına kadar gezegeni korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamayı hedefliyor. İklim koruma konusunda şu andaki politikaların değiştirilmemesi durumunda 28 yıl sonra, yani 2050 yılında dünya nüfusunun yarısından fazlasının “çok yüksek su riski” olan bölgelerde yaşamlarını sürdürmek zorunda kalabileceğine dikkat çekiliyor. 

Peki sürdürülebilirliğe yaklaşımımız ve ortak değer yaratmak için stratejiler neler olmalı? Son zamanlarda en çok telaffuz edilen sürdürülebilirlik kavramıyla ilgili, Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ile görüştük.

Sürdürülebilirlik sadece çiçek, böcek ve iklim kriziyle ilgili değil
Prof. Dr. Levent Kurnaz: "Zaman çok hızlı akıyor. Bir süre sonra geriye dönüp baktığımızda yılların geçmiş olduğunu göreceğiz. Kişisel hayatımızda nasıl “keşke onu öyle değil böyle yapsaydım” diyorsak, kurumların da aynı aşamalardan geçeceğine emin olabilirsiniz. Bugün geriye dönüp, 20 sene önce hangi şirketlerin lider olduğuna ve bugün hangi şirketlerin en önde yer aldığına bakmanız yeterli. Bugün tepede olan kurumların en az yarısı 20 sene sonra bugünkü konumlarını koruyamayacaklar. Koruyanlar da sürdürülebilirlik kavramının içeriğini gerçekten özümsemiş ve bunu iş yaşamına aktarmış kurumlar olacak. İş dünyası açısından bakıldığında sürdürülebilirlik yaptığınız işi yaptığınız gibi yaparak kazancınızı sürdürmeniz anlamına gelmiyor. Gerekli olan önümüzdeki 20 yıl ve ötesini öngörerek rotanızı ona göre oluşturmaktır.

Bugüne değin insanlık iki konuda oldukça liberal davrandı. Bunun ilki kaynak kullanımı ve bunun sonucunda çevreye verilen zarar, diğeri de rant sahibi ile diğer kesimlerin arasındaki fırsat eşitliğinin bozulmasıdır. İlkini anlamak zor değil, çevresel bozulma ve iklim krizi ile birlikte yaşamaya başladık ve bunların kötü etkileri önümüzdeki senelerde çok daha açık görülmeye başlanacak. Ama diğer problemi her an görmezden geliyoruz. İnsanlar arasındaki fark gittikçe açılıyor. Bu fark sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere ulaşımdan maddi imkânlara ve yetersiz beslenmeye kadar uzuyor. İçinde yaşadığımız ekonomik sistem bu iki sorunu da şimdiye kadar yok saydı ama karşılıklı olarak birbirini besleyen bu iki sorun yakın gelecekte tüm sisteme değişim mecburiyetini dayatacak. Gerek ülkeler arasında, gerekse de ülkeler içindeki sosyal problemler çevresel unsurların da eklenmesiyle artık küresel problemler haline gelecek.

Bu tablo içerisinde hayatın şimdiye kadarki şeklinde devam etmesine artık imkân kalmadı. Eğer yaşam biçiminizi birkaç sene daha sürdürmek istiyorsanız, aynen devam edebilirsiniz. Fakat 2040 ve ötesi için bir plan yapmayı düşünüyorsanız sürdürülebilirliğin sadece çiçek, böcek ve iklim kriziyle ilgili olmadığını, hammadde kullanımından çalışanların sosyal haklarına, nadir metallerden şirket içindeki gelir dağılımına kadar çoğu noktayı bu gözlükle değerlendirmemiz gerektiğini içselleştirmeniz gerekiyor."

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir