Pazarlamanın Geleceği Lokasyon Bazlı Kampanyalar mı?

[caption id="" align="aligncenter" width="285"]File:John Snow.jpg Dr. John Snow (1813 - 1858)[/caption]

Dr. John Snow, 1854 yılında Londra’da yaşanan kolera salgınına karşı derin bir analiz ve tetkik durumunda idealist bir doktor olarak kendini şehirde yaşanan bu vahşetin durdurulmasına adadı. Gün boyu hastaları dışında şehir etrafında gezerek bu ölümcül hastalıkla ilgili değişkenleri tespit etmeye çalışıyordu. Aklında yığınla değişken gidip geliyor. Bir yandan hastalarda tespit ettikleri, diğer yandan da bölgesel bazı farklılıklar gözüne çarpıyordu. Bunun üzerine Snow’un aklına dâhiyane bir fikir geldi. Değişkenleri Londra haritası üzerine çizecek ve hastalığı daha iyi tanımlamaya çalışacaktı. Lokasyon üzerinden verinin anlamlandırılması Snow’un liderliğinde Londra’da yeni bir su & kanalizasyon sistemi kurulmasını sağladı. Bu yapı birçok şehre örnek oldu & kolera hastalığının yıkıcı etkisinden şehir arındı. Dahi doktor Londralıları hastalıktan korumakla kalmadı, aslında fark etmese de gelecek nesillere yeni bir veri analiz yöntemi miras bırakmış oldu.

[caption id="" align="aligncenter" width="364"]File:John Snow memorial and pub.jpg Dr. J.Snow Bar anısını devam ettiriyor[/caption]

Bugün GIS (geographic information systems) olarak adlandırılan yeryüzünün anlamlandırılmasını sağlayan teknolojiler; lojistik (bildiğim en çarpıcı etki Walmart’ın bu hale gelmesine büyük fayda sağlayan 1974’deki teknolojik atılım denebilir.), telekom, dijital, hatta ülke sınırlarının doğru çizilmesinde dahi kullanılan önemli bir bilim haline geldi

Konunun hikaye kısmını bir kenarı bırakacak olursak, Telekom, Sosyal & Dijital ekosistem ortak kesişim kümesinde mobille beraber yaratılan yeni yeteneklerle heyecan içinde hizmetlerini genişletme yarışındalar… Lokal olabilmenin getirdiği bu heyecan birçok pazarlamacıyı kuşatmış durumda. Araştırma şirketlerinin çoğu lokasyon çevresinde oluşturulan datanın anlamlandırılmasını yakın gelecekteki büyük mecralardan biri olarak analiz ediyor. Öyleki bu şirketlerden biri olan Juniper Research raporunda 2014 yılı sonu itibariyle Lokasyon & mobil içeriğin $12.2 milyarlık gelir düzeyine erişeceğini söylüyor. Rapor ayrıca, lokasyon bazlı mobil çalışmaların gelirinin 2019’a kadar $43.3 milyara çıkabilecek büyük bir kanal olacağı görüşünde. Tabiki buradaki kaynağın temel aldığı gelir kanallarını irdeleyerek mobil eksenden doğan datanın ne gibi kanallarla bu gelir imkanını sunacağını açıklamak gerek. Mobil eksen etrafında koşullanan operatör kaynaklı, harita & arama, sosyal mecra kaynaklı  lokasyon servislerini mobil pazarlama yetenekleri olarak görebiliriz. Gelir içerisindeki ana kalem Facebook gibi sosyal medya kanalları üzerinden yapılacak olan hedeflemeler olacak gibi duruyor… Sosyal medya tarafındaki yetenekleri pazarlamacılara ne anlamda rekabet avantajı yaratacağı tartışılır ancak burada marka iletişim departmanlarının özelleştirebileceği sosyal medya interaktivitelerini lokal bazı tetikleyici mekanizmalara uyarlamak başarılı sonuçlar verebilir kanısındayım. Ayrıca, burada Facebook, Twitter gibi sosyal medya kanallarının reklam alanı satmak dışında interaktivite araçlarını da oluşturup bir hizmet olarak sunması taraftarıyım. Reklam & kampanya üretme araçlarıyla donanmış lokasyon datasını sosyal data ile harmanlayan bir yapının kurulmasını hatta bu yapının bazı limitasyonlarla kontrollü reklamı sektör olarak kazanmalarını arzu ederim. (kişi başı maruz kalınacak maksimum reklam adedi, reklam kategorisi, lokasyon şeklinde limitasyonlar yeterli olacaktır diye düşünüyorum.) Özetle, sosyal medya tarafında hissedilen bir ajans boşluğu var. Bu belki de ilgili hizmetleri şekillendirmelerine engel olacak faktörlerden gibi geliyor…

Operatör altyapıları, kendisini geliştiren ve bu konuda özellikle ülkemizde dünyaya göre güzel yollar kat etmiş bir yapıya sahip… Dijital tarafta da aktif halde data anlamlandırma yetenekleri kullanılırken, operatör kanadında farklılık yaratan noktalar push bazlı reklam hizmetleri… Çoğumuza bir şekilde eriştiği SMS, MMS, IVR çalışmaları izinli pazarlama portföyü altında belirli kurallarla yapılıyor. Her ne kadar burada gelişmekte olan & tüketiciyi koruma açısından bazı eksiklerini gördüğüm bir yapı olsa da sürekli güncellenen sağlıklı ve kaliteli bir platform yapısı olduğunu söylemeliyim. İzinli pazarlama faaliyetlerinin artışı, devlet operatörlerin ortak konsensusta oluşturdukları sağlıklı çerçevelerle Inbound Marketing dediğimiz süreçteki tüm etaplarda yer alabilecek yetkinlikleri başka yerde olmayan büyük bir avantaj esasında… (reklam, kupon, ödeme, sadakat başlıklarının tek firma çatısı altında olması…)

Sosyal medya tarafından bahsederken Google gibi ABD’de mobil reklam gelirinin neredeyse %50 gelirini elinde tutan bir devden söz etmeyi atlamayalım. Google henüz bu konuda operatörlere oranla elindeki yetenekleri, datayı kurumlara uzanacak mobil pazarlama hizmetlerini oluşturmadı. Hedeflenebilir push mekanizmaların yerine dijital uzayda kendinizi fark ettirmeyi sağlayacak pull bazlı mekanizmaların öne çıktığını söyleyebiliriz. Google Mapping hizmeti içerisinde sizin lokasyon geçmişinizi tutuyor ve sizle paylaşabiliyor. Meraklılarına ilgili makaleyi ve kendi Lokasyon geçmişlerine erişebilecekleri linki iletiyorum:

http://junkee.com/google-maps-has-been-tracking-your-every-move-and-theres-a-website-to-prove-it/39639#BJBHDg2uRrbbJsIS.01

[caption id="" align="aligncenter" width="542"]Google maps location history example Google maps location history example[/caption]

Lokasyon paternleri üzerinden kullanıcıları mobilde de yakalayabilmek Pazarlamacıların iştahını kabartan konulardan birisi… Giderek gelişen lokasyon bazlı altyapılar müşterilere göre özelleştirilecek; yani doğru yer, zaman ve reklam üzerinden bulunduğu yer ile dijital kanal arasında birleşim yaratan kampanyaların yakın gelecekte düzenleneceğini düşünebiliriz.

Bu tip hizmetler için pazarlamacı gözüyle birini diğerinden üstün tutmanın ötesinde farklılıklarını algılayıp, deneme yanılmalarla kampanyaların optimize edildiği, orkestra şefi gibi kulağa hoş gelecek bir tını yakalamak gerekli diye düşünüyorum.

Uzun lafın kısası tek bir sözle özetleyecek olursak, dijital taraftaki reklam mecraları mobili sıçrama tahtası olarak belirlediler ve buradaki yeteneklerle kendilerini farklılaştırmaya çalışıyorlar… Okyanustaki dalgalar diğer denizleri etkiliyor tabi ki… Bu yatırım iştahı mobil ekosistemi de hareketlendirdi diyebiliriz. Bu nedenle telecom & sosyal medya taraflarında da yatırımlarla revize edilen servisler öne çıkıyor.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir