Pazarlama dünyası Web 3.0'ı nasıl kullanmalı?

Teknoloji Yazarı ve ELYT.net Kurucu Ortağı Ahmet Usta: "Tim Berners-Lee tarafından 1989 yılında yaratılan World Wide Web gelişim süreciyle artık Web 3.0 dönemine adım atıyor. Peki, Web 3.0 nedir? Web 3.0’dan ne beklemeliyiz ve Web 3.0’ı nasıl kullanmalıyız?"

İnternet çağında doğmamış bir neslin temsilcisi olarak internetin ilk dile getirildiği günden itibaren gelişimini gözlemlemiş olmanın mutluluğunu ve ilerleyen yaşımın bir kez daha farkına varmanın huzurunu yaşıyorum. İnternet modemlerimizin cızırtılı bağlantı sesiyle hayatımıza girdiğinde, sadece içeriği okuyup yüklenmeyi başarırsalar düşük çözünürlüklü görsellere göz attığımız bir dünyaydı. Artık kullanmayı neredeyse terk etmek üzere olduğumuz www ön eki başlayan bir adres satırı ile eriştiğimiz devasa bir kütüphane; dünyayı ele geçirmek için ihtiyaç duyduğumuz tüm bilgilere ulaştığımız yanılgısını bizlere enjekte eden sihirli bir evrendi.

Sonra bir gün geldi ve okuduklarımızın altına kendi fikirlerimizi ekleyebileceğimiz sayfalara sahip siteler belirmeye başladı. Artık dünyayı ele geçirmek için bilgiye erişmenin ötesinde bu fikirlerimizi dünyaya dağıtmak için bir yöntemimiz vardı. Yorum kutuları hızla yerlerini içeriğini katılımcılarının ürettiği sosyal medya kanalları ve ağlarına bıraktı.

Acı gerçeği fark etmemiz çok fazla zaman almadı. Dünyayı ele geçireceğimiz özgür dijital evrenimiz aslında bizleri avcunun içine alan, ürettiğimiz değeri başkalarına pazarlayan, her birimizi birer ID ile eşleştirip bizlere fiyat etiketi yapıştıran ve etiketin üstünde yazan bedeli yükseltmek için bizi sürekli kırbaçlayan modern bir kölelik sistemine dönüşmüştü. Parayla satın alamayacağımız yaşantımıza ait yegâne kaynak olan zamanımızı elimizden alıyor ve bunu parayla satıyordu. 

Web 1.0 ve Web 2.0 sayısız konferansın konusu oldu. Yüz binlerce konuşma yapıldı, milyonlarca makale yazıldı. Girişimcilik ekosisteminin sunumlarında bu geçişe ait sayfalar kaçınılmazdı… Korkarım ki sayılı kişiler ve topluluklar dışında Web 2.0 ile birer sanal akvaryuma hapsedildiğini fark edenlerin sayısı pek de fazla değil. İşte tam bu noktada Web 3.0 konuşmaya başladık. Müjde. Konferans başlıkları, makale içerikleri ve yeni sunum sayfaları için aranan taze kan bulundu. Bu makale de bu sürecin minicik bir parçası.

Web 3.0 nedir?
Web 3.0 dijital mülkiyet hakkının ve her türlü tasarruf iradesinin, merkeziyetsiz veri kayıt yöntemleri ile, bireylere veya topluluklara teslim edilmesidir. Üretilen içeriklerden tutun, bir oyunda kazanılan ödüllere kadar tüm dijital varlıklar ve aynı zamanda dijital veriler ile tanımlanabilen fiziksel unsurların mülkiyet hakkı artık mutlak şekilde sahiplerinin kontrolüne verilir. Sahipleri izin vermediği sürece erişilemez, transfer edilemez, paylaşılamaz, satılamaz…

Web 3.0 nasl mümkün?
Web 3.0’ı mümkün kılan en temel unsur blok zinciri teknolojisi ancak blok zinciri teknolojisini kullanmak tek başına yeterli değil. Son kullanıcıların pek çoğu için blok zinciri teknolojisi hâlâ bir kripto para borsasından herhangi bir kripto varlık almanın ötesine geçebilmiş değil. Kişisel bir cüzdan uygulaması açmak, yönetmek, Web 3.0 uyumlu servislere bağlamak ve bu süreçte güvenliğini korumak hâlâ pek çok açıdan ciddi bir sorun ve aynı zamanda, üstelik düşünülenin aksine, güvenlik açısından zafiyetleri olan bir süreç. Dolayısı ile Web 3.0 kapsamında sunulacak ürün ve hizmetlere dair bu boşlukların doldurulması ve potansiyel problemlerin giderilmesi gerekiyor.

Web 3.0'ı nasıl kullanmalıyız?
Decentraland üstünde bir mağaza açmanız yeterli diyecek olursam lütfen beni kürekle dövün. Web 3.0 ile metaverse ilintili kavramlar ama aynı şey değil. Zaten metaverse Decentraland’de bir mağaza açmak hiç değil. Pazarlamasyon 2022 Yaz sayısına dönüp ilgili makaleme göz atabilirsiniz. Peki, o zaman Web 3.0’ı nasıl kullanmalıyız?

Düşünce şeklini değiştirmekle işe başlamanız lazım; müşterimizin ürettiği her şey ona aittir, markamızdan satın aldığı her şey ona aittir, ona verdiğimiz veya ikram ettiğimiz her şey ona aittir. Üstelik bu aidiyet mutlaktır. Müşterimiz artık iş ortağımızdır. Ölçeği farklı olsa da markamızın mutlak bir muhatabıdır. Düşünce şekli değiştikten sonra gerisi daha kolay olacak, yazmak ve söylemek hayata geçirmekten çok daha kolay, farkındayım. 

Düşünce şeklinizi değiştirmek için ilk adımı attıktan sonra bunun iş modellerine nasıl yansıyacağına kafa yormaya başlamanız gerekiyor. İş modellerini tasarlarken muhatabınızın (eski söylem ile müşterinizin) davranışlarını öngörmeniz lazım. Sizden aldığı temel ürünler ve servisler geleneksel iş modelleri içinde kalabilir ancak bunların tasarrufu noktasında beklentiler ve davranışlar değişiklik göstermeye başlayacaktır. Örneğin bir bankanın verdiği krediyi, tek tıklama ile başka bir bankaya taşımak. Henüz kredi ödemesi bitmemiş bir otomobilin kullanım hakkını kredi taksiti karşılığında bir başkasına geçici olarak devretmek. Kullanım süresi bitmemiş yazılım lisansını bir başka kullanıcıya aktarmak. Ürettiği içeriğin oluşturduğu reklam gelirinden en büyük payı almak ve ürettiği içeriği daha yüksek bir telif bedeli ile farklı bir platforma taşımak. Kredi kartı harcamaları ile biriktirdiği puanları rakibinizde daha yüksek faizli bir mevduat hesabı açmak için kullanmak… 

Genellikle bu iş modelleri dile getirilirken kolayca ifade edilebilen ancak uygulama aşamasında teknik bir problem olmaktan çok düzenleyici engellere takılan örnekler. Ancak bunun çözümlenmesi bir zaman meselesi, teknik taraf ise bir mühendislik süreci. İnternet çağının içine doğmuş bir neslin farklı yönde düşünmesini beklemek bir nebze naiflik olacaktır.

Düşünce şekli ve müşteri davranış analizinden sonra kendi işiniz için nasıl bir model geliştirebileceğinizi ele almalısınız. Yasal düzenlemeler bir engel teşkil ediyor mu? Bunları nasıl aşabiliriz veya takılmadan nasıl modeller geliştirebiliriz? Yeni iş modeli kurumsal kültürde neleri değiştirecek ve değiştirmeli? İş ortaklarımız ile mevcut müşteri akışlarımız bu süreçten nasıl etkilenecek? Ve sorulması gereken pek çok soru daha… Ancak her birinin cevabı size yeni pencereler açacak. Daha önce hiç denenmemiş veya düşünülmemiş bir çözüm ve teklif kendini göstermeye başladığında aslında insan doğasının en temel arzu ve emellerine hizmet ettiğinizi şaşırarak göreceksiniz. Temelde hiçbir şeyi değiştirmeden aslında her şeyi yeniden tasarlamanın heyecanı sizi farklı kılacak.

İşin teknik kısmı hikâyenin en sonunda çözümlenmesi gereken bir detay sadece. Eğer Web 3.0’ı bir araç değil bir amaç olarak görürseniz muhtemelen sonu kimseyi mutlu etmeyecektir. Bir makalede mutlak bir çözüm sunacak kadar maharetli olabilmeyi çok isterdim ancak bunun bir keşif yolculuğu olduğunu ve yolculuğun farklı maskeler takmış ortak bir kahramanın benzer yollardan geçtiği bir macera olduğunu lütfen unutmayın. Günün sonunda herkes kendi hikayesini en güzel şekilde yazmakla mükellef. Yolculuğunuzda başarılar dilerim.

 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]