- Twitter hesabımızdan bir anket yaparak takipçilerimize "bir filmi Netflix vb. online bir platformda mı, yoksa sinemada mı izlemeyi" tercih ettiklerini sorduk. %43 "online platform", %17'lik bir kesim ise "sinema" cevabını verirken %40'lık bir kesim de bu tercihlerinin filme göre değişeceğini belirtti.
- 2017 yılında, ABD’de sinemaya katılım, 1995 yılından beri en düşük seviyesine geriledi.
- ABD'deki "Ulusal Sinema Sahipleri Birliği"nin yaptığı ankete göre, Netflix vb. online yayın platformlarında yayınlanan içerikleri çokça tüketen kişiler, sinemaya da daha sık gidiyorlar.
- Netflix vb. online yayın platformlarının yaygınlaşmaları, sinema salonlarını 4DX ve sanal gerçeklik gibi daha farklı kullanıcı deneyimleri sunmaya zorlayacaktır.
- İlgili Yazı: BBC'den Netflix'e Rakip Yeni Bir Platform Geliyor
Geçtiğimiz günlerde hala vizyonda olan Organize İşler Sazan Sarmalı filminin Netflix'te yayınlanması ve ardından Netflix'in Recep İvedik 6'nın kendi platformunda yayınlanması için 3,5 milyon euro teklif ettiği iddiaları, Netflix'in sinema salonlarının işlerine balta vurup vurmayacağına yönelik tartışmaların başlamasına neden oldu. Hatta bazım kesimler, olayı bir adım daha ileri götürüp "Netflix'in, Türk sinemasını bitirebileceğine" dair iddialar ortaya attılar. Peki, gerçekten de böyle bir ihtimal var mı? Yani Netflix vb. online yayın platformları, sinema anlayışımızı baştan aşağı değiştirecek bir etki yaratabilirler mi?
Öncelikle bu soruya daha sağlıklı bir cevap verebilmek için biraz istatistiklere göz atalım. Geçtiğimiz günlerde Twitter'da bu konuyla ilgili bir anket gerçekleştirdik ve takipçilerimize "Bir filmi Netflix vb. bir online platformda mı, yoksa sinemada mı izlemeyi tercih edersiniz?" şeklinde bir soru yönelttik. Yaklaşık olarak 1000 kişi tarafından cevaplayan bu soruyu yanıtlayanların %43'ü "online platform" seçeneğini seçerken %17'lik bir kesim ise "sinema" cevabını verdi. %40 oranındaki büyük bir kesim de "online platform ve sinema" arasındaki tercihlerinin filme göre değişeceğini belirtti.
Netflix'in ve diğer online yayın platformlarının sinema sektörüne etkisi ile dikkat çekici bir istatistik de ABD'den geldi. Yeni Zelanda'da bulunan Auckland Üniversitesi'nin "The Big Q" isimli internet sitesinde yer alan bir yazıda paylaşılan bilgiye göre, 2017 yılında, ABD’de sinemaya gitme oranı, 1995 yılından beri en düşük seviyesine geriledi. Buna rağmen Netflix'in sinema salonlarındaki izleyici sayısını etkilemediğine yönelik araştırmalar da mevcut.
BBC'nin aktardığı bilgiye göre, ABD'de bulunan "Ulusal Sinema Sahipleri Birliği" (NATO) isimli kuruluş, bu konuyla ilgili olarak yaklaşık olarak 2000 kişinin katıldığı bir anket gerçekleştirdi. Bu anket sonucunda, Netflix vb. online yayın platformlarında yayınlanan içerikleri çokça tüketen kişilerin, sinemaya da daha sık gittikleri anlaşıldı. Tam tersi, herhangi bir online yayın platformuna abone olmayan kişiler, sinemaya da nadiren gidiyorlar. Yani her ne kadar Netflix abonesi olan ve düzenli sinema izleyicisi olan kitle aynı olsa da, bu kişiler, Netflix ve sinemayı birbirlerine alternatif olarak görmüyorlar.
Bununla birlikte Netflix her geçen gün abone sayısını hızla artırıyor. Geçen yılın dördüncü çeyreğine dair paylaşılan veriye göre, platformun dünya genelindeki abone sayısı 139 milyonu geçti ve bu, bir abonelik platformu için gerçekten çok büyük bir rakam. Genel olarak bir Netflix hesabını birden fazla kişinin kullandığını da göz önünde bulunduracak olursak, dünya genelinde düzenli olarak Netflix kullanan kişi sayısının 139 milyonun birkaç katı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Şimdilik Netflix, sinema salonlarına bir alternatif değil, sinema ve dizi severler için ekstra bir seçenek sunan bir platform konumunda. Ancak Netflix'in her geçen gün kendi orijinal filmlerinin sayısını artırması ve filmlerini kendi platformunda da yayınlamaları için (Organize İşler Sazan Sarmalı örneğinde olduğu gibi) film yapımcılarıyla anlaşması, ilerleyen dönemde bu durumun değişebileceğini gösteriyor. Peki böyle bir durumda, ne gibi unsurlar, sinema severlerin sinema salonları yerine, Netflix'te film izlemeyi tercih etmelerine neden olabilir?
Erişim Kolaylığı
Netflix'in sinema salonlarına karşı en büyük avantajı, erişim kolaylığı. Yani Netflix aboneliği bulunan herhangi bir kişi, yer ve zaman farketmeksizin, bilgisayarı, akıllı telefonu ya da tableti aracılığıyla platformda yer alan herhangi bir içeriği kolay bir şekilde izleyebiliyor. Aslında burada, online alışveriştekine benzer bir cazip gelme durumu var.
Fiyat / İçerik Sayısı Avantajı
Netflix'in fiyat / içerik sayısı konusunda da ciddi bir avantajı bulunuyor. Şu anda Netflix'in çözünürlüğü belirtilmeyen (büyük ihtimalle 480p) sahip en düşük abonelik planının ücreti 18 TL, HD çözünürlüğe sahip abonelik planının ücreti 33 TL ve full HD çözünürlüğe sahip abonelik planının ücreti ise 48 TL. Bugün birtakım aracılar vasıtasıyla satın alabildiğiniz en ucuz sinema bileti ücreti 11 TL civarında.
Yani üç sinema bileti fiyatına bir ay boyunca Netflix'te HD çözünürlükte istediğiniz filmi ya da diziyi izleyebiliyorsunuz. Bu da Netflix'in genel izleyici kitleyicisine hitap eden yerli filmlere platformunda yer vermesi durumunda, sahip olduğu fiyat avantajı nedeniyle Türkiye'deki abone sayısını ciddi anlamda artırabilir.
Netflix Harici Online Yayın Platformları
Bu yazı özelinde, ülkemizde hizmet verdiği için sürekli olarak Netflix'ten bahsettik, ancak Netflix haricinde de birçok online yayın platformu bulunuyor. Bunlar arasından en iddialı olanlarından biri, e-ticaret devi Amazon'un ülkemizde pek fazla bilinmeyen yayın platformu Amazon Prime Video.
Amazon Prime Video, Netflix'in en ciddi rakiplerinden biri olarak görünüyor. Zira yayın platformu, aynı Netflix gibi kendi orijinal içeriklerini üretiyor. Hatta Amazon, bu kapsamda "Yüzüklerin Efendisi" hikayesinin yayın haklarını satın aldı ve şu sıralarda yüksek bütçeli bir "Yüzüklerin Efendisi" dizisi yapmak için çalışıyor.
Bunun haricinde dünyanın en büyük medya ve eğlence şirketlerinden biri olan The Walt Disney Company de uzun bir süredir konuşulan ve "Disney Plus" adı verilen kendi online yayın platformunu bu yılın sonunda hizmete açmaya hazırlanıyor. Disney, Marvel Studios ve Lucasfilm gibi önemli şirketleri bünyesinde barındırıyor. Bazılarınızın bildiği gibi Marvel Studios; Spider-Man, Iron Man, Thor, Hulk ve Captain America gibi önemli süper kahramanların fikri mülkiyetlerini elinde bulunduruyor. Lucasfilm ise Star Wars ve Indiana Jones markalarının haklarını elinde bulunduruyor.
Yani bu, bu zamana kadar bütün bu markalarla ilgili çekilmiş filmlerin ve dizilerin The Walt Disney Company'nin yeni yayın platformunda yer alacağı anlamına geliyor. Hatta Netflix'te olanlar bile... Yayın hakları Disney'in elinde bulunan ve Netflix'te yer alan içerikler, iki şirket arasındaki yayın anlaşmalarının sona ermesinin ardından sadece Disney Plus'ta yer alacaklar. Hatta ilerleyen dönemde, Disney'in bu fikri mülklerle ilgili sadece Disney Plus'ta yayımlanacak diziler ve filmler yapması da son derece olası bir durum.
Sinema Salonları, Kullanıcılara Farklı Deneyimler Sunacaklar
Uzun lafın kısası bu tarz online yayın platformlarının daha da yaygınlaşması, tüketici alışkanlıklarının da zaman içerisinde ister istemez değişmesine yol açacaktır. Yani sinema sever tüketicilerin tercihlerinin yanı sıra, film üreticisi şirketlerin hamleleri de bu alandaki tüketici yöneliminde belirleyici olacaktır. Örneğin Disney önümüzdeki dönemde kendi filmlerini sadece kendi yayın platformunda yayımlama kararı alırsa -belki pek olası bir durum değil, ancak ihtimaller dahilinde-, Disney filmlerini seven bir sinema izleyicisinin bu filmleri yayın platformunda izlemekten başka çaresi kalmayacak.
Her ne kadar yakın gelecekte, online yayın platformları nedeniyle sinema salonlarının izleyicilerinin azalması olası bir durum olsa da, bu durum işletmecileri sinema severlere farklı deneyimler sunmaya zorlayacaktır. Örneğin birçok kişi tarafından bir hayli garip bulunsa da, yataklı sinema bu farklı deneyim denemelerinden biriydi. Bunun haricinde yakın gelecekte, bu değişimin bir parçası olarak çok daha fazla sinema salonunun 4DX (hareketli ve titreşimli koltukların yer aldığı ve ayrıca su, ışık efektleri, kokunun da kullanıldığı sinema deneyimi) ve sanal gerçeklik benzeri sürükleyici teknolojilere yer verdiklerine şahit olabiliriz.