Bu yıl MarTech Awards'te geçtiğimiz senelerden farklı olarak Teknoloji ve Kullanım Kategorileri için ayrı, Mecra, Sektörel ve Özel Kategoriler için de ayrı olacak şekilde, iki farklı jüri kadrosu yer alacağını duyurmuştuk. Mecra, Sektörel ve Özel kategoriler jüri başkanı Ingage CEO'su Pınar Ercan Tursun ile pazarlama teknolojilerinin gelişimini ve MarTech Awards'un pazarlama teknolojileri kavramına katkısını konuştuk.
Teknolojik gelişmeler hayatımızın her alanında etkisini gösterdiği gibi pazarlama alanının gelişmesine de katkı sağladı. Son yıllara baktığımızda, pazarlama teknolojilerinin gelişimini nasıl değerlendirirsiniz?
Otomasyon teknolojilerinin, dijital reklam modellerinin, yapay zekanın, nesnelerin internetinin ve artırılmış gerçekliğin giderek yaygınlaştığı sektörde yeni teknolojilerin pazarlama ve reklam dünyasına etkisi giderek artıyor. Bu teknolojiler verinin de doğru kullanılmasını, anlamlandırılmasını ve yaptığınız işin doğru ve etkili bir şekilde sonuçlar almasını da sağlıyor… Özellikle otomasyon, işlerin verimli ve adil şekilde paylaştırılması, yoğun olan çalışanlardan iş yükü az olanlara iş transferi yapılması türünde doğru iş akışları ile çalışanın kendini geliştirmesi ve stratejik olarak katma değer yaratmasına imkân sağlıyor.
Bununla birlikte, günümüzde markalar veri gizliliği ve güvenliği konusunda daha güçlü adımlar atmaya ve pazarlama süreçlerinde de bu yaklaşımı entegre edecek teknolojilere yatırım yapmaya başladılar. Özetle; teknolojideki gelişmeler, pazarlamanın geleneksel tanımının ve uygulama alanlarının da yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya çıkarıyor.
Geride bıraktığımız iki yıl pandemi sebebiyle herkes için zorlu bir süreç oldu. Bu sürecin sonunda ortaya çıkan “yeni normal” kavramının, pazarlama teknolojileri üzerindeki etkisi neler oldu?
Pandemi tüm dünyada hem günlük hayatı hem iş yapış biçimlerini değiştirdi. Uzun yıllardır konuştuğumuz tüketicinin markalarla olan ilişkisine dair değişimini, özellikle beklentileri tamamen dijital deneyimler odaklı olan Z kuşağı üzerinden değerlendirdiğimizde karşımıza çok daha net bir resim çıkıyor. Covid-19 süreci ise, bu noktada pazarlama dünyasındaki dijitalleşmeyi hızlandırdı diyebiliriz. Tüketiciler artık sorunsuz bir dijital hizmetin ötesinde tüm verisini elinde tutan markalardan çok daha kişiselleştirilmiş deneyimler istiyor. Bu deneyimler üzerine bir pazarlama stratejisi inşa etmenin yolu veri ve teknolojiyi markanın özüne entegre etmekten geçiyor. Burada karşımıza yapay zekâ, makine öğrenimi gibi pazarlama süreçlerini otomatikleştirecek ve gelişmekte olan teknolojiler çıkıyor. Diğer yandan Covid-19 ile e-ticaretin hız kazandığı sektörler; özellikle online pazar yeri platformları, tüketicilerin en çok tercih ettiği e-ticaret kanalı olarak ön plana çıktı.
Artan dijitalleşme ihtiyacı ile pazarlama teknolojilerindeki gelişmeler çok disiplinli olarak hayatımızın her alanında kendisini gösterdi. MarTech Alliance’ın en son Pazarlama Teknolojileri Raporu, MarTech pazarının büyüklüğünün 344,8 milyar dolar değerinde olduğunu ortaya koyuyor. Aynı rapor, pazarlama teknolojilerine harcanan bütçenin şu an yüzde 23 seviyesinde olduğunu öngörürken, Gartner’a göre bu oran yüzde 26,6. MarTech Alliance’ın raporu markaların yüzde 61’inin önümüzdeki 12 ay içerisinde harcamalarını artıracağını ortaya koyuyor. Rakamlar da gösteriyor ki; pazarlama teknolojilerine ilgi artarak sürüyor.
Gelecek dönemlerde pazarlama teknolojilerinde hangi alt teknolojilerin ya da trendlerin ön plana çıkacağını düşünüyorsunuz?
Markaların en önemli önceliği halihazırdaki müşterileri ile olan aidiyet ilişkisini güçlü tutmak olacak. Online alışverişte tecrübe kazandıkça beklentisi artan tüketiciler, satın alma yapmadan önce söz konusu ürünün evinde ya da üstünde nasıl olacağını görmek isteyecek. Bu alanda fark yaratmak isteyen markaların satın alma deneyimini iyileştirmek için yapay zekâ, artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojilerinin yaygın bir şekilde kullanmasını bekliyoruz.
Bu noktada Metaverse’e de değinmek isterim. Yeni nesli hedef kitle olarak gören bu sanal evren, yakın gelecekte birçok sektörü etkisi altına alacak. Pazarlama ve reklamcılık sektörleri de bunlar arasında. Markalar için avatarlara ürün satmak farklı bir iş kolu ortaya çıkaracak. Blockchain de pazarlama teknolojilerinin geleceğinde çok önemli roller üstlenecek. Pazarlamacılar, marka bilinirliği oluştururken müşterilere şeffaflık ve veri koruması sağlayarak bu teknolojiden yararlanabilecek. Geçtiğimiz yılın önemli trendlerinden NFT’ler de pazarlamacılar için bir diğer değerli enstrüman. Markalar, kullanıcı deneyimlerini geliştirmek için NFT teknolojisinden yararlanarak marka bilinirliğini ve sadakatini artırabilir. Markalar, müşterilerine kişiselleştirilmiş hediyeler, kuponlar veya daha fazlasını sağlamak için NFT teknolojisini kullanabilir.
2022 sonuna kadar 80 milyon IoT cihazının hayatımızda olması bekleniyor. Bu kadar bağlantılı cihaz bir veri patlamasının yaşanmasına neden olacak. Bu noktada büyük veri analitiği, duyarlılık analizi gibi çözümler, pazarlamacılar için olmazsa olmaz haline gelecek. Sürekli büyüyen veri, işin medya tarafında da değişimi kaçınılmaz kılacak. Medyanın neredeyse her kanalında sıklıkla karşımıza çıkan “dijital dönüşüm” kavramı, hatırı sayılır bütçeler ayrılan ve fark yaratma konusunda önem verilen bir sürece dönüşmüş durumda. Bu noktada bazı temel reklam ve pazarlama araçlarının tüm sektörde çok daha yaygın olarak kullanılacağını söyleyebiliriz. Örneğin; herhangi bir web sitesinde bulunan içerikleri yönetmeye olanak sağlayan program olan CMS (İçerik Yönetim Sistemi) ile birinci, ikinci ve üçüncü parti kullanıcı datalarını organize etmek için kullandığımız yenilikçi ve pratik bir yöntem olan DMP (Veri Yönetim Platformu) bunlar arasında ilk akla gelenler.
MarTech entegrasyonlarının yanı sıra, yatırım getirisini ölçmeye odaklanan raporlama sistemleri de önümüzdeki süreçte önem kazanacak. Bu sistemler ile pazarlamacıların hayatı, pazarlama yatırım getirisi raporlaması ile daha kolaylaşacak.
Sektörün değerli isimlerinden oluşan jürilerin katılımlarıyla, bu yıl beşinci kez gerçekleşecek olan MarTech Awards’ın pazarlama teknolojileri kavramına ve Türkiye’deki pazarlama ekosistemine katkısını nasıl buluyorsunuz?
Pandemi sonrası tüm sektörlerde yaşanan dijitalleşme, tüketici beklentilerindeki hızlı değişimle birlikte sürüyor. Dijitalleşen tüketicinin başta alışveriş alışkanlıkları olmak üzere markalar ile olan ilişkisi de değişiyor. Kişisel dijital deneyimlerin öne çıktığı bu dönemde teknolojiyi kullanan ve teknolojiyle tüketiciye ulaşan markalar, kazanan markalar oluyor. Pazarlama konusunda faydalanılan teknolojileri ve bu teknolojilerin yaratıcı ve etkili kullanımını ödüllendiren bir ödül programı olan MarTech Awards’u başarılı işleri ödüllendirerek sektöre ilham ve cesaret vermesi açısından kıymetli buluyorum.
Öte yandan bu ödülleri, MarTech kavramının pazarlama karması içerisindeki yeri ve önemini ortaya koyma adına da önemli görüyorum. Pazarlama teknolojileri bu işin oyuncuları için giderek daha kritik bir hale geliyor. MarTech Awards ise bu noktada pazarlama profesyonellerini yeni başarılar elde etmeleri için teşvik ederek tüm sektörün gelişmesine katkı sağlıyor.
MarTech Awards 2022’ye başvuracak adayların, başvuru sürecinde nelere dikkat etmelerini önerirsiniz?
Ödüllere, bir pazarlama sorununa çözüm olması için teknoloji geliştirmiş veya teknoloji vasıtasıyla bir pazarlama problemini çözmüş tüm firmalar başvurabiliyor. Bu genel kıstastan yola çıkarak başvuracak adayların başvurmak istedikleri işle ilgili genel kriterleri taşıyıp taşımadıklarını iyi bir şekilde gözden geçirmeleri önemli.
Özellikle MarTech tanımını doğru anlamak ve sadece bir reklam yayını olan işlerle MarTech odaklı işleri birbirinden ayırmak gerek. Dolayısıyla başvuru yapılacak işlerin sadece sonuçları değil, bütünsel işe olan etkisi ve katkısı da göz önünde bulundurulmalı. Jürideki diğer arkadaşlarımla birlikte başvuruları heyecanla bekliyoruz.