Yeni bir araştırma, modern iş yerlerinde hızla büyüyen bir çelişkiye dikkat çekiyor: Yapay zekâ araçlarını en çok kullananlar aynı zamanda en az destek, rehberlik ve eğitim alan gruplar.
SAP şirketi WalkMe’nin 2025 İşyerinde Yapay Zekâ Anketi, 1.000’den fazla ABD’li çalışanla yapıldı ve çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Çalışanların neredeyse yarısı (yüzde 48,8), iş yerinde yapay zekâ kullandığını gizlediğini söylüyor. Özellikle üst düzey yöneticilerin yüzde 53,4’ü, en yoğun kullanıcı olmalarına rağmen alışkanlıklarını sakladıklarını itiraf ediyor. Bu durum, iş yerinde giderek yaygınlaşan “yapay zekâ utancı”nı gözler önüne seriyor.

Z kuşağı: İstekli ama eğitimsiz
Yapay zekâya en hevesli yaklaşan kuşak, aynı zamanda en az destek gören kuşak. Z kuşağı çalışanlarının yüzde 89,2’si iş yerinde yapay zekâ kullanıyor, ancak yalnızca yüzde 6,8’i kapsamlı eğitim aldığını belirtiyor. Çoğu, kullandığı araçların şirket tarafından onaylanmadığını söylüyor. Dahası, yüzde 62,6’sı bir işi yapay zekâ ile tamamlamasına rağmen kendi çabasıymış gibi gösterdiğini itiraf ediyor. Bu tablo, yapay zekânın benimsenmesinde ciddi bir güven ve şeffaflık sorunu olduğunu gösteriyor.
Araştırmaya göre yapay zekâ eğitimi, çalışanların kıdemine göre farklılaşıyor. Giriş seviyesindeki çalışanların yalnızca yüzde 3,7’si kapsamlı eğitim alırken, üst düzey yöneticilerde bu oran yüzde 17,1’e çıkıyor. Yani yapay zekâyı en çok kullanan genç çalışanlar, aynı zamanda en az hazırlıklı olanlar. Bu durum, “yapay zekâ sınıf ayrımı” olarak tanımlanabilecek yeni bir iş gücü sorununu gündeme getiriyor.
Verimlilik paradoksu
Çalışanların yüzde 80’i yapay zekânın üretkenliklerini artırdığını söylese de yüzde 59’u, işleri kendileri yapmış olsalar daha hızlı tamamlayacaklarını kabul ediyor. Özellikle Z kuşağı, bu araçların iş yükünü artırdığını düşünüyor: yüzde 65,3’ü yapay zekânın kendilerini yavaşlattığını, yüzde 68’i ise daha fazla iş üretme baskısı hissettiğini söylüyor. Yani yapay zekâ, doğru destek sağlanmadığında iş akışını hızlandırmak yerine yavaşlatabiliyor.
Araştırma, çalışanların yapay zekâya yönelik beklentilerinin yüksek olduğunu da ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 86’sı, yapay zekâ uzmanlığının kariyer başarısı için kritik olduğuna inanıyor. Ancak bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için şirketlerin açık rehberlik, kapsamlı eğitim ve şeffaf politikalar geliştirmesi gerekiyor.
İş yerlerinde yapay zekâ artık kaçınılmaz. Ancak araştırma, yaygın kullanım ile düşük hazırlık arasındaki boşluğun hızla büyüdüğünü gösteriyor. Çalışanlar araçları benimsiyor, fakat şirketler bu dönüşümde geride kalıyor. Destek ve eğitim eksikliği giderilmediği sürece, yapay zekâ iş gücünde verimlilikten çok stres ve güvensizlik yaratmaya devam edecek.