Düzenlemelerin şafağında kripto gelecek

Teknoloji Yazarı ve ELYT.net Kurucu Ortağı Ahmet Usta: "21. yüzyılın en büyük keşiflerinden birisi olarak kabul ettiğim blok zinciri, yasal düzenlemeler sayesinde, kripto paraların tahakkümünden kurtularak gerçek potansiyeline ulaşabilecek mi?"

Siz bu yazıyı okurken, çok büyük ihtimalle kripto varlıkları ve ilgili piyasaları düzenleyen Sermaye Piyasası Kanunu'ndaki ilk değişiklikler Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiş olmalı. Coğrafyanın kader olduğu kadar içinde beher miktar kederi de barındırması sebebiyle “düzenleme” ifadesi kulağa bir miktar ürkütücü gelebilir. Ancak uzun yıllardır farklı uzmanların üzerinde çalıştığı, dolaylı şekilde biraz ittire kaktıra da olsa sektör oyuncusu ve kanaat önderlerinin de fikir belirtme şansını yakaladığı, temel bir düzenlemeye sahip olmak; belirsizliklerden kurtulup kripto varlık ekosisteminin paydaşlarına bir nebze rahat nefes aldıracak gibi görünüyor.

Çeşitli kaynaklarda yeni düzenlemenin çerçevesi ile alakalı bilgileri bulabilirsiniz. Ben detaylar yerine kendi bakış açımla sıradaki adımlara dair düşünce ve fikirlerimi paylaşmak istiyorum.

Doğrudan Vergi Yok. Şimdilik!

Mevcut düzenleme içinde son kullanıcılara doğrudan yükümlülük getiren bir vergilendirme yükümlülüğü yok. Kripto varlıklara yönelik hizmet sağlayanların (KVHS) her yıl cirolarının yüzde 1’ini SPK’ya, yüzde 1’ini ise TÜBİTAK’a olmak üzere toplamda yüzde iki oranında bir kaynak aktarması öngörülmüş. Bu kaynağın KVHS’ler tarafından son kullanıcıya yansıtılıp yansıtılmayacağı ticari bir tercih olacaktır. Ancak bu düzenlemede doğrudan vergi ile alakalı yükümlülükler olmaması, bunların gelmeyeceği anlamını taşımıyor. Bu konu üzerinde Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışıyor ve beklentimiz, son kullanıcıyı ürkütmeyecek işlemlerde düşük oranlı bir vergilendirmenin hayata geçirilmesi. Aksi takdirde, doğal yapısı itibariyle kripto varlıklara yönelik pazarın farklı coğrafi rejimlere kaymasını engellemek mümkün olmayabilir. Diğer yandan, ülkemize yönelik yatırım potansiyeli taşıyan küresel ölçekteki olumlu yaklaşımı da kaybedebiliriz. 

Tokenize Dünyanın Şafağında Düzenlemeler

Blok zinciri teknolojisinin en önemli özelliği, merkezi bir güven ve güvenlik mekanizmasının riskini ortadan kaldırarak mülkiyet hakkını mutlak şekilde kullanıcıya verebileceğimiz bir çözüm sunmasıdır. Ya da şöyle ifade edelim; internet üzerinde ürettiğiniz tüm dijital verilerden, evinizdeki sıcaklık sensörünün sağladığı ölçümlere kadar para kazanabilirsiniz. Sahip olduğunuz finansal varlıkları zaman ve mekanın sınırları ötesine taşıyabilirsiniz. Asla ayak basmayacağınız topraklarda gayrimenkul, asla izlemeyeceğiniz bir filmden sahnelere, masanıza hiç gelmeyecek bir tarım ürününde hak sahibi olabilirsiniz. Bu büyüleyici dünyaya kısaca Gerçek Dünya Varlıklarının Tokenize Edilmesi (Real World Asset Tokenization – RWA) şeklinde ifade ediyoruz. 2023 yılına kadar bu pazarın 1,5 ila 16 trilyon dolar büyüklüğüne ulaşabileceğine dair farklı rapor ve araştırmalar var. Bu potansiyel aralığın ne ölçüde olacağını yenilikçi yaklaşımlar ve düzenlemeler belirleyecek.

Böylesine büyük bir finansal potansiyelin başıboş bir şekilde ortalıkta at koşturacağını düşünmek en basit ifadesiyle naiflik olacaktır. Elbette yasal çerçevede düzenlenecek bir dünyadan bahsediyoruz. Dune Analytics verilerine göre, şu anda RWA ekosisteminin büyüklüğü 100 milyar dolar civarında. Burada aslan payını ise itibari paralara bağlı olarak üretilen sabit akçeler (stable coins) alıyor. Pazarın yüzde 96.6’sını oluşturan sabit akçeleri 1,57 milyar dolar ile devlet tahvilleri takip ediyor ve en çok proje yapılan alanların başında geliyor. Henüz oyunun başlamadığını söylemek hiç yanlış olmaz.

Teknoloji Hızına Uyum Sağlayabilmek

Blok zinciri teknolojisinden bağımsız olarak ve ülkemizin ötesinde tüm dünya için yenilikçi teknolojilerle uyumlu yasal çerçeveleri hazırlamak, giderek daha ağır hareket eden devlet yapıları için hiç kolay değil. Önemli bir kırılma noktası belirlemek gerekirse; internetin hayatımıza girdiği günden bu yana yasalar teknolojiyi kovalıyor. Kripto varlıklar için durum daha farklı değil.

Temel olarak mevcut düzenlemelerin yeterli olmadığını kanunları hazırlayanlar da biliyor. Bu sebeple genel bir çerçeve çizen temel düzenleme, pek çok gerekli ek düzenlemeyi geçici bir madde ile ikincil düzenlemelere havale etmiş ve genel olarak bunların kanun yürürlüğe girdikten sonraki altı aylık dönemde hayata geçirilmesini talep etmiş. İşte bu altı aylık dönem, ülkemizin küresel oyundaki pozisyonunu belirleyecek.

Gerekli Strateji

Düzenlemeler, son kullanıcıların güvenliği ve devletin çıkarları için ana oyun alanındaki hareketlerin çerçevesini belirlemek zorunda. Diğer yandan, deneysel olmanın ötesinde henüz aklımıza dahi gelmeyen sayısız fikir olduğu gerçeğini gözden kaçırmamalıyız. Düzenlemelerin bütünselliği içinde yeni fikir ve iş modellerinin hayata geçirilmesi ve test edilmesi için bir oyun alanı yaratılması gerekiyor. “Az sayıda büyük oyuncunun kontrolü” fikri, eğer dünyada söz sahibi olacak bir rekabet alanı yaratmak istiyorsak, beraberinde “çok sayıda girişimin oyuna dahil olmasına imkan tanıyabilecek” çerçeveyi de barındırmalı.

Kimin uhdesinde ve hangi yöntemle olacağını belirlemek bana düşmez ancak doğru yaklaşımı belirleyemezsek son pişmanlığın fayda etmeyeceğini söylemek görevimiz.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]