Doğaya Dönüş: Hakan Akben

Pazarlamasyon Dergi'nin özenle hazırlanan ilk sayısında, sektörden önemli isimlerin yer aldığı “Doğaya Dönüş” adlı bölümümüzde yer alan Hakan Akben, doğayla  geçirdiği özel anları, bu özel anların zamanla nasıl bir hobiye dönüştüğünü anlattı. Pazarlamasyon Dergi’nin ilk sayısında doğa koşusunda yaşadığı keyifli anları ve deneyimlerini bizlerle paylaşan Hakan Akben'in Doğaya Dönüş'üne dilerseniz birlikte göz atalım.

“Yaratıcılık bir buluşma anıdır.” diyor ünlü psikoterapist Rollo May. Bu buluşma bilinç ile bilinçdışının buluşmasıdır. Böyle bir buluşma için hiçbir şey yapmama, kendinle baş başa kalabilme ve sıkılma sanatında ustalık şart. Oysa gündelik yaşamın içinde öylece durabilmek, telefonu elimize almadan, zihnimizi sürekli meşgul eden uyaranlardan uzak, sessizce, kendinle baş başa durmak mümkün mü?

7 yılda bir yenilenirmiş insan vücudu... 

Bu döngünün altıncısına başladığım yıl uzun mesafe koşulara başladım. Önce şehir parklarında ve sahillerde, sonraysa ormanın derinliklerinde koşarken buldum kendimi... Sakatlık dönemlerimde ya da koşacak gücüm olmadığında uzun yürüyüşlerle devam ettim. Ormanda da müziğimle, sesli kitaplarla, Podcast’lerle koşuyordum veya yürüyordum ilk zamanlar. Bir gün koşunun ortasında kulaklığımın şarjı bitti. Gidecek daha 10 kilometrem daha vardı. Ne olduysa o zaman oldu. Ormanın sesini duymaya başladım. Bu sesler düşüncelerimi şekillendirmeye başladı. Artık gerçekten ormandaydım. Üstelik sadece bedenimle değil, zihnimle de ormanda ve bu anın içindeydim. Ormanda bile sürekli düşünen ve meşgul olan zihnimin artık gözlemci, keşfedici ve anı deneyimleyen bir moda geçtiğini fark ettim. Bir şeyler oluyor ve bunları oldurmaya çalışmak yerine sadece olanları gözlemliyordum. “Şu öten hangi kuştu acaba, yerdeki bu mantar yenir mi, şu patika nereye çıkıyor, bu bir domuz sesi mi yoksa köpek mi, bu çöpü buraya hangi hıyar bıraktı…” 

Kendi küçük dünyamızın tanrısı olduğumuz yanılgısına düşebiliyoruz farkında bile olmadan. Ne büyük bir cehalet bu! Yaşam hepimizden büyük. Tıkır tıkır çalışan dev, köstekli bir saat gibi yaşam. Bizler de onun içindeki minik parçalarız sanki. Sadece doğarak, büyüyerek, üreyerek, kısacası dünyadan gelip geçerek hizmet ediyoruz yaşama... Yaşamda ve doğada olması gereken her şey, olması gerektiği mükemmel zamanında, tam da olması gerektiği şekilde gerçekleşiyor zaten…

Bir süre sonra bu meditatif, kâşif modun müptelası oldum

Ormanda tesadüfen karşılaştığım bu modu yaşamımın herhangi bir anında herhangi bir yerde açıp kapatabilir miyim acaba diye düşünmeye başladım. Mesela bir iş toplantısında canım sıkıldığında, bir şeyleri inatla oldurmaya çalıştığımı fark ettiğim anlarda, kendimi gereksiz zorladığım zamanlarda, kendi benliğimden çıkıp meraklı bir gözlemci gibi kendime, olaylara, insanlara dışarıdan bakabilir miydim?

Tüketim çılgınlığının her türlüsü (entelektüel olanı da dahil) bir süre sonra gazı kaçmış kola tadı bırakıyor zihinlerde… 

Sadece bir seferliğine telefonu, elektronikleri hatta kitaplarınızı da bırakıp kendinizle bir yürüyüşe çıkın. Çok ilginç şeyler fark edeceksiniz. Mesela telefon bağımlılığınızı, bilgi tüketim çılgınlığınızı, etrafınızdaki insanların eroinman gibi telefonman olduğunu… Kedilerin, sokak köpeklerinin bir karakteri olduğunu, ağaçların sandığınızdan çok daha ulu bilgeler olduğunu fark edeceksiniz. Bol bol şükreden bulacaksınız kendinizi. Konuşurken insanların gözlerinin içine bakıp kaz ayaklarından yaşanmışlarını anlayacak, bakışların ruhun aynası olduğunu bir kere daha idrak edeceksiniz. İnsanların ellerine bakıp nasıl bir hayat yaşadıklarını, aslında kaç yaşında olduklarını fark edeceksiniz. Sonra kendi ellerinize bakacaksınız, babanızın, annenizin ellerini hatırlayacak onlardan aldığınız genetik emanete teşekkür edip şükretmeyi hatırlayacaksınız bir kere daha. Bence bir denemeye değer. Fenerbahçe parkında ya da Caddebostan sahilinde beni de yürürken görürseniz bir merhaba deyin, birkaç bin adımı da yan yana sessizce birlikte atalım. 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir