Değişim başladı ve durdurmanın bir yolu yok

Tazefikir Group Kurucusu ve Yaratıcı Ajans Başkanı Çağlar Gözüaçık: "İnternet yeni bir dönemi aralamıştı, blockchain yeni bir çağ başlatıyor. "

Dünya çapında büyük bir değişimin hatta devrimin eşiğindeyiz. Toplumun değişen ihtiyaçları ve finansal teknolojide yaşanan gelişmeler hayatın her alanına, her iş koluna ve sektöre sirayet ediyor. Değişen ve dönüşen yeni dünyada; kripto paralar, Bitcoin, altcoin, akıllı kontratlar bir süredir hayatımızdayken, son bir yıl içerisinde hayatımıza giren Web3, NFT, metaverse kavramları hayatımızın bir parçası haline geldi. İlgi odağı yeni kavramların tam merkezindeki blockchain, varoluş amacına uygun olarak kullanılması durumunda günümüz dünyasında bireyler için en sancılı konulardan olan şeffaflık ve güven sorunlarına çözüm bulabilecek güçte. Son raporlara göre blockchain sektörünün 2025 yılında 28 milyar dolar değerine ulaşacağı öngörülüyor. 2017 yılında bu sektörün değeri 411 milyon dolar değerindeydi. 

Peki blockchain bizi nereye götürüyor? Ne zaman meteverse’ten arsa ve NFT satın almanın ötesine geçeceğiz? Bu konuda istekli miyiz yoksa regülasyonları mı bekliyoruz? Dünyanın gündeminde ilk sıralarda yer alan blockchain’in kavramıyla ilgili Tazefikir Group Kurucusu ve Yaratıcı Ajans Başkanı Çağlar Gözüaçık ile görüştük.

Blockchain, hayatımıza kripto para ile girse de buradaki fikir daha büyük. Blockchain’e teknoloji devrimi diyoruz ama sadece teknolojiden bahsedemeyiz. İşleyiş, yeniden yapılanma; hatta ahlaki devrimden bahsediyoruz.

Daima bilginin şeffaf olmasından bahsettik ancak bunun mümkün olmayacağından, sürecin paylaşılamayacağından bahsedildi. Bu durum internetin olmadığı dönemden temel ihtiyaçlarımızdan biri haline gelmesine kadar değişmedi. Ancak değişim başladı. Her şeye ulaşabildiğimiz günümüzde insanlar daha fazlasını istiyor ve alıyor. Burada bir başka konu öne çıkıyor, bilginin güvenliği. Erişim kolay ama bilgilerimizi ne kadar koruyabiliyoruz, bu soru işareti.

İnternet yeni bir dönemi aralamıştı, blockchain yeni bir çağ başlatıyor. Bilgi edinmeden üretmeye, üretmeden satmaya, dijital varlık yaratmadan o varlığı korumaya, geliştirmeye kadar geniş bir yelpazede yaşamlarımız etkilenmeye başladı. Bazıları yeniliklere hızlı adapte olsa da insanoğlu alışkanlıklarından zor vazgeçiyor. Direniyor. Bir yanda eski usuller, bir yanda dijitalleşme çabaları ve bu ikisini yeniden tasarlayıp ortaya çıkan karışıma güvenlik ve şeffaflık ilkelerini entegre etmeye çalışıyoruz. Resmi çizdiğimizde markaların da insanlar gibi reaksiyon verdiğini görüyoruz. Bazı markalar öncü olmaya ve devrime katılmaya çalışıyor, bazıları da direnmeye devam ediyor.

Teknoloji açısından baktığımızda konunun sadece blockchain olmadığını, 5G’nin, giyilebilir teknolojilerin, artırılmış gerçeklik ve hibrit deneyimlerin de önemli olduğunu belirtmek gerek. Blockchain’in tüm iş akışlarını yeniden tasarlayacağını ve düşünce yapımızı değiştireceğini söyleyebiliriz. NFT’nin sanat eserlerinden öte hayatımızın bir parçası olacağını söyleyebiliriz; araba ruhsatından sinema biletine, ev anahtarından kimliğimize hatta pasaportlara kadar tanımlayıcı/tamamlayıcı bir anlama sahip olacak. Metaverse ise arsa almaktan öte dijital ikizlerimizle yaşam deneyimimizi hayal bile edemeyeceğimiz bir noktaya taşıyacak.

Peki bu konuda istekli miyiz? Kesinlikle. Konu ile ilgili tartışılan çok şey olsa da eskiden gelen birtakım kurallar var ama markalar bunları yıkmaya çalışıyor, etrafından dolaşmaya çabalıyor. Özetle, değişim başladı ve durdurmanın bir yolu yok.

Hibrit Çağ'a girdik; Gerçek ve sanal bir arada
Web 3.0,  blockchain ve kripto para kavramlarını ikinci bir dünyanın kapısı olarak görmektense, mevcut yaşamlarımızı uçsuz bucaksız bir şekilde genişleteceği şeklinde konuya yaklaşmalıyız. Merkeziyetsizleşme kaotik bir terim gibi dursa da bahsettiğimiz düşünce devriminin temelini oluşturuyor. Bu düşünce ve potansiyel pek çok sektörü yenileyecek ve bir o kadar da yenisini oluşturacak.

Örneğin bankacılık bir dönüşümde, devasa verileri optimize etmeye ve geliştirmeye çalışıyorlar. Benzer şekilde e-ticaret platformları mobil devrime ayak uydurmaya çalışıyordu, şimdi eşya satan yapılardan bu ürünlerin kullanıcıları nasıl etkilediğine ve sonrasında nelere ihtiyaç duyduklarını takip eden yapılarak dönüşüyorlar. Bu platformlar birkaç yıl içerisinde blockchain ve 5G ile beraber birer veri bankasına dönüşecek.

Reklam dünyasına gelecek olursak; ihtimallerin sonsuz olduğu bir geleceğe kucak açmış bulunuyoruz. 3600 olarak ifade ettiğimiz kapsamlı iletişim kavramı artık yeterli olmayacak. Keşfedilmemiş bir diyar reklamcıları ve yaratıcılıklarını bekliyor.

Tazefikir yeni teknolojileri ilk deneyimleyen, anlatan hatta tasarlayan olmaya çalışıyoruz. Metaverse alanında 200’den fazla marka ile görüşüp Web 3.0, blockchain ve metaverse’ü anlatmamız, üniversitede verdiğimiz ders ve firmalarla yaptığımız işbirlikleri bu dönüşümde öncü olmak istememizden kaynaklanıyor. Bu noktada yol haritamızı daha çok araştırmak, öğrenmek, deneyimlemek ve üretmek, sonra da geliştirmek olarak açıklayabiliriz. Kavramları ve potansiyellerini birer tanıtım alanı olarak görmüyoruz, bu alanlarda çalışan geliştiriciler olmak istiyoruz.

Önümüzdeki 2-3 yıllık süreçte Covid-19 döneminde olduğu gibi birtakım kavramlar yeniden dizayn edilecek. Bazıları hızlı olacak, bazıları yavaş ama bu ilerleyiş durmayacak. 10 yıllık süreçte ise çalışma şeklimiz, bakış açılarımız yenilenmiş olacak. 2000 yılında Modern Çağ’dan Dijital Çağ’a geçiş yaptığımızı söylemiştik, artık Hibrit Çağ’a girdik; gerçek ve sanal bir arada.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir