Çağımızın Salgını Mavi Balina Oyunu Gibi Dijital Ölüm Tuzakları mı?

Tarihte hep dönem dönem bazı salgın hastalıklar meydana gelip nüfusun düşmesine sebep olmuş. Nüfusun uzun bir süredir önlenemez artışı insanların aklına yine benzer bir salgın olup olmayacağını getiriyor. Hatta Bill Gates kontrol edilemeyen bir biliminsanının, laboratuvarda çiçek hastalığını daha ölümcül bir forma dönüştürebileceğine ve bunun küresel bir salgın hastalığa yol açabileceğine dair bir uyarıda bulunmuştu.

Teknoloji hayatımıza bu kadar yer etmişken salgın bir hastalıktan ziyade Black Mirror'da gördüklerimiz gibi teknolojilerin çok daha büyük etkili sonuçları da nüfusun azalmasına yol açabilir. Ne demek istediğimi daha net anlatabilmek için "Mavi Balina" oyunu örneği üzerinden gitmek istiyorum.

Mavi Balina dediğimiz oyun yaklaşık 3 yıl önce Rus sosyal medyası üzerinde ortaya çıkmıştı. Ortaya çıkmasının ardından oyun pek çok intihar vakasının gerekçesi olarak gösterilmişti. Ülkemizin farklı şehirlerinde de Mavi Balina oyunu sebebiyle intihar eden gençler tespit edilmişti hatta geçen hafta gerçekleşen 13 yaşındaki küçük bir kızım ölümüyle ilgili de "Mavi Balina" oyunundan şüpheleniliyor.

21 Ocak'ta Adana'da 8'inci sınıf öğrencisi Emine Karadağ evde babasına ait ruhsatlı av tüfeğiyle yaşamına son vermişti. Küçük kız öldükten sonra odasında 25 maddelik Mavi Balina'nın başlangıç görevlerine çok benzeyen bir liste bulundu.

Bu oyun genelde çocukları hedef alıyor çünkü onları kandırmak çok daha kolay. 50 farklı görev içeren oyundaki görevler çocukları uzunca bir süre şiddete alıştırıyor. Küçük ve önemsiz gözüken şiddet temelli görevlerin en sonuncusu da intihar etmek oluyor. Oyun kullanıcıları üzerinde son görevi tamamlamaları için psikolojik baskı kuruyor. Oyunu oynayan ama intihar etmekten kurtulan Alexander oyunu şu şekilde anlatmış; "Akkaraivattam mezarlığına da gece yarısı gibi gittim ve burada bir selfie çekerek sosyal medyada bu fotoğrafı paylaştım. Her gün yalnız başıma korku filmleri izlemek zorundaydım ki bunun da amacı kurbanların korku içinde yaşamasını sağlamaktı. Bu tam anlamıyla bir sanal ölüm tuzağı... Çok acı verici bir tecrübe. Oyuna katıldıktan sonra insanlarla konuşmayı bıraktım ve odama kapandım. Oyundan çıkmak istesem de başaramadım."

"Mavi Balina" pek çok kişinin intihar vakasıyla eşleştirilse de elbette başta belirttiğim ölçüde büyük bir nüfus kaybına yol açmadı veya bir salgın hastalık kadar hızlı yayılmadı ancak bu bundan sonra da olmayacağı anlamına gelir mi?

Oyunun kurucusu 22 yaşındaki Philipp Budeikin, 2016 yılı Kasım ayında tutuklandığında, duruşmalardan birinde, toplumda temizlik yaptığını söyleyerek, kurbanlarını "biyolojik atıklar" olarak tanımlamıştı.

"Mavi Balina" özelinde konuştuğumuzda durum çabuk kavranmış olabilir ve Philipp Budeikin tutuklanmış olabilir ancak çok daha iyi ve derinden kurgulanmış dijital bir ölüm tuzağı salgın hastalık gibi hızla yayılabilir. Robotların insanlığı ele geçireceğine yönelik korkuları yersiz bulsam da bu durum daha ciddi görünüyor çünkü insanlar benim için her zaman robotlardan daha tehlikeli.

Siz ne düşünüyorsunuz? Dijital ölüm tuzaklarını ciddiye alıyor musunuz?

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir