Sosyal medyanın son zamanlarda en çok konuşulan konularından biri belediyelerin Twitter hesaplarından yaptıkları paylaşımlar. Kadıköy Belediye'sinin başlattığı akıma tabi ki diğer belediyeler de kayıtsız kalmadı. Tabi her konuda olduğu gibi burada da başta her şey çok güzel gidiyordu, gülüyorduk, eğleniyorduk. Ama sonra...

Sonra her şeyi olduğu gibi bunu da abarttık. Popüler olan ne varsa taklit etmekten çekinmediğimiz için başka belediyeler de hemen aynı şeyi yapmaya başladılar. Bazı belediyeler Twitter fenomenleriyle anlaştı, ortaya kurgu diyaloglar çıkmaya başladı.


Tabi sosyal medya için viralitesi yüksek, çok konuşulacak işler. Belediyeler arası sosyal medya yarışlarından öteye gitmeyen bu işlere belediyeler de kendi içlerinde "sosyal belediyecilik" diyorlardır büyük ihtimalle. Ancak;
Sen belediyesin bu kadar büyük düşünme!
Sırf sosyal medyada ses getirmek adına Twitter fenomenlerine bağlanan paradan söz etmeyeceğim tabi ki :) Ama asıl derdim şu; bir belediyenin zaten temel işlerinden biri vatandaşın sorununu tespit edip çözmeye çalışmakken belediyeyle sosyal medyada, üstelik bu kadar kurgu diyaloglarla, iletişime geçebildiğimize neden bu kadar şaşırıyoruz? Aslında bu özellikle devlet kurumlarıyla ilgili olan beklentilerimizin ne kadar düşük olduğunun da bir kanıtı. Sadece yapılması gereken işi yapan bir kurum gözümüzde bir anda efsaneye dönüşebiliyor. Bir de komik olmak için İddaa kuponu veren belediyelerimiz var ki onlara diyecek bir şey yok.


Evet belki hepimiz gülüyoruz, eğleniyoruz belediyelerin sosyal medyada yaptıklarıyla ama bir belediyenin yapması gereken şey sosyal medya yarışından önce hizmet yarışı değil midir? Bu soruyu sorarken yaşadığımız ülkeyi, bugün kar dolayısıyla insanların çekeceği çileyi düşündüm ve bir daha güldüm :)