Başarının Önündeki Sinsi Engel Kafein mi?

  • Johns Hopkins Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma aslında kişilerin kafein alımı ile artan performansı kafeini bıraktıkları anda düşüyor.
  • Yüksek doz kafein ile gelen adrenalin, kan basıncını artırıp kalbimizi uyarırken en yaygın yan etkilerinin de asabiyet ve anksiyete olduğu biliniyor. Peki çözüm ne?
  • Benzeri yazılar için; Seth Godin’den İyi Bir Ofis Hayatının Yazılı Olmayan Kuralları


 Uyandığımız andan itibaren günde 3 ya da 4 defa olmak üzere içtiğimiz bazı içeceklerle vücudumuzu kafeine teslim ederiz. Örneğin; ilk yudumdan itibaren uyanıklık hissi ve enerji veren kahve aslında başarımız önünde bir engel olabilir mi?

Neredeyse hepimiz daha uyanık olmak ve daha zinde hissetmek için günde en az iki bardak kahve içiyoruz, hayatımıza o kadar dahil ki sadece odaklanmak, uyanık olmamız için değil aynı zamanda sosyalleşmemiz için de önemli bir araç kahve. Kahve, kola çay gibi içecekler içerdiği kafein ile bize cazip geliyor ve birçok araştırmaya göre dikkat ve hafızayı geliştirdiğine dair olumlu noktalar da var.

Dr. Travis Bradberry ise bu araştırmaların kişilerin kafein alışkanlıklarını ölçme konusunda yanıldığı öne sürüyor. Johns Hopkins Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma aslında kişilerin kafein alımı ile artan performansı kafeini bıraktıkları anda düşüyor. İşe başlarken kahve içip odaklanabileceğimizi düşünüyoruz ama iki saat sonra modumuz tekrardan düşüyor öyle değil mi? Bradberry, iyi olduğunu düşündüğümüz bu şeyin iyi olmadığını düşünüyor.

Kafein ile ilgili dikkat çekici diğer nokta ise adrenalin, kafein içerek adrenalin salınımımızı artırıyoruz, heyecan, stres ve korku durumunda salınan bir hormonu iş hayatımıza dahil ediyoruz. Yüksek doz kafein ile gelen adrenalin, kan basıncını artırıp kalbimizi uyarırken en yaygın yan etkilerinin de asabiyet ve anksiyete olduğu biliniyor. Tüm bu etmenler aslında kafeinin aslında bizim için günlük hayatımıza dahil etmemiz gereken mükemmel bir opsiyon olmadığını anlatıyor.

Kafein alımının diğer zararlı etkisi ise uyku düzensizliği olarak görülebilir. Yani beynimizin dinlendiği ve yeni güne hazırlandığı o muhteşem anları kalitesiz bir şekilde harcamak bitirdiğimiz günün yorgunluğunu üstümüzden atmamızı engellerken, yeni güne de tam olarak dinlememiş bir şekilde başlamamıza neden oluyor. Uyku düzensizliğimizin tek çözümü ise kafein alımımıza sınırlandırma getirmek.

Nasıl yapabiliriz?

Yine John Hopkins Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, aslında bağımlılık yapan kafeini bırakmaya çalışmak baş ağrısı, yorgunluk ve uykusuzluğa sebep olduğunu belirtiyor. Bırakma süreci ise yavaş ve kararlı bir biçimde devam etmemiz gereken bir süreç. Her gün aldığımız kafein miktarını hafif hafif azaltırsak kafein ile ilişkimizi ideal bir seviyeye getirebiliriz.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir