B2Press Yönetici Ortağı Ediz Tokabaş, "2024’te sessiz kalabalıkların dağılacağına, iyi birer teknoloji okuryazarı olan iletişimcilerin sayısının artacağına içtenlikle inanıyorum." diyor. Tokabaş ile 2023 yılını, 2024 yılına dair öngörülerini ve gelecek planlarını konuştuk.
2024’te, iyi birer teknoloji okuryazarı olan iletişimcilerin sayısı artacak
Online PR Servisi B2Press olarak, geçtiğimiz günlerde 2023 yılına dair Dijital Basın Raporu’nu yayımladık. 1 Ocak - 15 Aralık döneminde 30 bini aşkın çevrimiçi mecrada yayımlanan 65,9 milyon haberi analiz ettik. 2023’te ülkemizde hakkında en çok haber yapılan 3 konu sırasıyla deprem, seçim, Filistin - İsrail krizi. Dördüncü sırayı ise enflasyon haberleri aldı. Bu tablo adeta yılın özetini sunarken, 2023 yalnız Türkiye değil, iletişim sektörü için de adeta bir “sınav” yılıydı. Öngörülerin şaştığı, toplumsal hafızanın olmadığı kadar zorlandığı, belirsizlikler çağında olduğumuzun tescillendiği bir dönem oldu. İletişim açısından markaların bu sınavdan çok da iyi geçtiğini söyleyemeyiz. Bazen dilde yeni ama özde köhne stratejilerin ısrarla uygulandığını gördük. Her sene üstüne koymasını beklediğimiz, kümülatif büyüdüğüne inandığımız ajans ve markalar adeta akıl tutulması yaşadı, yaşıyor.
B2Press olarak 2023’ü “temkinli büyüme yılı” olarak adlandırmıştık. Yılın başından itibaren yaşanan krizler, bu durumu perçinledi. Nitelik yönünden zengin, iş hacmi açısından beklentilerimizin biraz üstünde bir yılı kapatıyoruz. Online PR Servisi kavramının zihinlere yerleştiğini görmek, B2Press'in her endüstriden iletişim profesyonelinin iş süreçlerine dahil olduğuna şahit olmak heyecan vericiydi. Yurt dışı iş hacminin büyümesindeki hızın Türkiye'yi geride bırakması ülke risklerinden arınmamızı sağladı ve çok daha cesur hareket edebildik. Bu da inanılmaz bir rahatlık ve özgüven sundu.
2023 zordu, 2024 de kolay bir yıl olmayacak. Pandeminin başladığı 2020 yılında pek çok sektör açısından tam anlamıyla toparlanma için 2024 işaret ediliyordu. “O yıl” geldi çattı ama ne yazık ki çok da tahmin edildiği gibi olmayacak. Gerek pandeminin orta - uzun vadeli etkileri, gerek iklim krizi ve makroekonomik dalgalanmalar, yetmezmiş gibi bir de savaşlar, 2024’ün beklenen kadar “parlak” bir yıl olmasını, en azından zihinlerde ve şimdiden engelledi. 2024 Türkiye’de yerel seçimlerin yapılacağı bir dönem ama aynı zamanda 50 ülkede 2 milyarı aşkın seçmenin sandık başına gitmesi beklenen bir yıl. Tüm bu seçimlerin dünyanın geleceği açısından neye gebe olduğunu hep birlikte göreceğiz. Bu tablo, ekonomik ve politik olmsuzluklar silsilesini çağrıştırsa da bizce iş dünyası için daha gerçekçi, daha odaklı, daha nitelikli bir iletişim yaklaşımıyla, hedef kitlelerine nokta atışı işler ve iyi içeriklerle ulaşacakları bir döneme işaret ediyor. Bu anlamda biz seçimin getireceği gündem değişimi hariç, özellikle de yılın ikinci yarısında önemli bir hacim ve performans artışı bekliyoruz.
Türkiye’deki geçmişi 50 yılı bulan PR sektörü, en çok 90’lar ve 2000’ler olmak üzere, 80’lerin ortalarından 2010’ların ortasına kadar büyüdü, gelişti ve altın çağını yaşadı. Reklam ajansları gibi PR ajansları da kurumların önemli bir yol arkadaşı, hatta entellektüel sermayesiydi. Ancak zaman içinde PR sektörü kendini basın iletişimine sıkıştırdı ve Türkiye’deki medyanın ayarları değişince, onlar da adeta kapılarına kilit vurma noktasına geldi. Bugün birikimlerini ve deneyimlerini ortaya koyarak müşterilerine danışmanlık yapmayan ajanslar, ne yazık ki bazı işlerin “outsource” edildiği şirketlere dönüşmüş durumda…
B2Press bir PR ajansı değil, online PR servisi olarak hizmet veriyoruz. Bizim tüm meselemiz, müşterinin ihtiyacı neyse onu karşılamak. Bunu nasıl yapıyoruz? Bugün tek bir haberle, yarın bir projeyle ama hep nitelikli bir içerik aracılığıyla, markaları hedef kitlelerine ulaştıracak mecralarla buluşturarak… Müşterimizin ihtiyacını alıyoruz, onu tüketilebilir bir içeriğe dönüştürüyoruz ve doğru mecrada en etkin şekilde yer almasını sağlıyoruz. B2Press olarak, profesyonellerden girişimcilere, KOBİ’lerden kurumlara, pek çok müşteriyle çalışıyoruz. Müşterilerimizin arasında PR ajansları da olduğunu özellikle belirtmeliyim. Hatta kurumsal müşterilerimiz arasında, PR ajanslarıyla uzun soluklu çalışma pratiği olduğu halde artık bizimle ihtiyaç bazlı çalışmayı tercih edenler de var.
Her şeye, ihtiyacı anlayıp ona uygun içeriği kendimiz üreterek başlıyoruz. Bunu da nitelikli, gündemi takip eden, veriye değer veren, en güncel, en uygun verileri, istatistikleri, trendleri bulmak için adeta bir madenci gibi çalışan, aklı fikir, eli kalem tutan bir editör ekibiyle yapıyoruz. Yalnız Türkiye’ye yönelik işler yapmadığımız için hem Türkçe hem de İngilizce içerikler üretiyoruz. Başka dillere ihtiyaç duyduğumuz da İngilizcesi üstünden örneğin ana dili Fransızca olan editörlerimizden hizmet alıyoruz. İçerik tarafında hem çok güçlü, hem de iddialıyız.
Peki ya medya? Son 10 yılda medyada çok şey değişti ancak geleneksel anlayışların kırıldığını ve dijital çağa ayak uydurulduğunu söylemek çok da mümkün değil. Ama artık ne medyanın ne de iletişimin o eski halinden eser kalmadığını herkesin kabul etmesi gerekiyor. İletişimin ilişki bazlı yürüdüğü, PR’cıların haber servisleriyle, reklamcıların reklam servisleriyle konuştuğu dönemler geride kaldı. Basın bülteni ismiyle basına gönderilen “tanıtım içerikleri” için organik yayınlanma döneminin sonuna geldik, son birkaç çırpınış daha göreceğiz. Hâlâ bitmemiş gibi davranan PR ajansları olduğunu biliyoruz, görüyoruz. Ama artık devekuşunun başını kumdan çıkarması lazım, yoksa hayatta kalamayacak.
Ve teknoloji… İletişim ve pazarlama dünyasında teknolojiye arkasını dönen, onun sunduğu verileri görmezden gelenlerin çok ama çok zorlanacağı aşikar. Bütün bunlar yeniliklere açık olmak, sektörün algoritmalarını yeniden yazmak anlamına geliyor aslında…
Biz sektöre, kendimize ve geleceğe baktığımızda şunu görüyoruz. Herkesin her işi yapması beklenen dönem çoktan geride kaldı. Herkes her işi (iyi) yapamaz ama herkesin iyi yapabileceği bir iş mutlaka vardır. Neyi en iyi yapacağını doğru tespit edenlerin ve bir alana odaklanarak çalışanların dönemine geldik. Biz B2Press’te bunu hayata geçiriyoruz, en iyi bildiğimiz alana odaklanıyoruz.
2024’te sessiz kalabalıkların dağılacağına, iyi birer teknoloji okuryazarı olan iletişimcilerin sayısının artacağına içtenlikle inanıyorum. Uzun yıllar iletişim alanında otorite kabul edilmiş, böylesi genç bir alana erken girmenin avantajını kullanan ancak kendini dönüştürmeyi ve günceli okumayı başaramamış kişi ve kurumların sahneden indiği bir 2024 bekliyorum. B2Press olarak bu noktada, ağırlık verdiğimiz yurt dışı operasyonlarımız ve 2024’te yayına alacağımız yeni kullanıcı platformuyla oldukça hızlı bir ivme yakalayacağız. Uzun yılların deneyimini 10. yılımıza yaklaşırken global pazara sunacağız.