Kendinizi Sabote Etmeyi Engellemenin 6 Yolu

Neredeyse koca bir yazı geride bıraktık. Dinlendik, doğayla bütünleşip tüm duygularımızı harekete geçirdik, denizde yüzüp tüm negatif enerjimizden arındık, yoga yaptık, gezdik, tozduk ve sevdiklerimize zaman ayırıp bu yaz bir de bayram izinlerini ekleyerek doyasıya tatil yaptık. Şimdi bizleri yeniliklere, değişimlere açık bu yenilenmiş halimizle Eylül ayının o yoğun temposu bekliyor. Çalışanlar iş yerlerine, öğrenciler okullara geri dönüyor. Peki, biz kendimizi ne kadar hazır hissediyoruz?

Şezlongda güneşlenirken, o sevdiğimiz parçayı dinlerken geleceğimizle ilgili yaptığımız o yeni planları hayata geçirmek için acaba bizi bu sene kim tutacak? Planlarımız arasında korkularımız ağır bastığı için bir türlü başlayamadığımız e-ticaret girişimi, yıllardır beklediğimiz o kariyer sıçraması için yapmamız gereken hamle, hep bir bahane bulup ertelediğimiz yemek kursu, vize evrakı hazırlamaktan sıkıldığımız için gidemediğimiz İtalya gezisi, yapmak isteğimiz ama bir türlü zaman ayıramadığımız yüksek lisans eğitimi, cesaret edemediğimiz evlilik teklifi, daha zamanı var diye düşünüp ötelediğimiz bebek sahibi olma planı... İnanın bu her türlü plan olabilir, seçeneklerimiz pek bol. Peki, planlarımızı hayata geçirmekte bize köstek olan kim? Büyük ihtimalle biz fark etmesek de sabote etmekten oldukça keyif aldığımız en büyük düşman, yani yine biz!

Bu yazımızda kendinizi sabote etmeniz hakkında bilgi verecek ve bu durumu engellemenin 6 pratik yolunu paylaşacağız. Dileriz bu dönem hepimiz için büyük sıçrayışların olduğu, güzel kararların alındığı bir dönem olur. Haydi siz de alacağınız yeni kararları not etmek için hazırlanın. Keyifli okumalar:)

1- İlk adım: Kabul

İlk iş kendimizi bu konuda kandırmamak. Değişim istiyor ve planlarımızı hayata geçirmek istiyorsak önce "Ben bu konuda kendimi sabote ediyorum." diyebilmeli ve olup biten hakkında farkındalığımızı artırmalıyız.

Kendisini sabote eden kişi, sebebin kaynağını kendisinde görmek yerine çoğu zaman suçu başkasına atıyor. Yıllardır yöneticilik pozisyonu bekleyip kendine hiçbir artı katmayan, sonrada başkası terfi alınca sinirinden çılgına dönen o beyaz yakalı, istediği meslekle alakalı olmayan bir üniversite okuyan, ailem zorladı diye işin içinden çıkıp durumu kabullenen öğrenci, umut vaad eden bir ilişki olmadığını bile bile yıllarını harcayıp, sonra suçu bir başkasına atan sevgili verebileceğimiz örnekler arasında olabilir. Hiçbirini küçümsemiyoruz, kaynağı içimizde arayıp bulabilmek başlı başına büyük bir beceri zaten, işin güzeli de bu beceriyi kazanabilecek yetilere sahibiz.

2 - Eğer biliyor olsaydım demekten vazgeçin

Kendini sabote etmek ne yetenek yoksunluğu ne de şanssızlıkla bağlantılıdır. Tekrar eden başarısızlıklar sorgulanmalı ve arkasındaki davranış kalıbı değiştirilmelidir. "Eğer biliyor olsaydım.", "Eğer yapabilseydim." gibi söylemlerle olayları mantık çerçevesinde ele alma becerimizi baltalamış oluyor dolaysıyla benzeri bir hataya düşme riskiyle karşı karşıya kalıyoruz ve maalesef planlarımız suya düşüyor. Akılcı yaklaşımlarla bu tıkanıklığı gidebilir, bilişsel çarpıtmalardan (kadercilik, nazar, ilahi yardım beklentisi, vb.) uzak durup hedeflerimize ulaşabiliriz.


3 - Konfor alanınızdan çıkın

Konfor alanınızdan çıkmak öyle kolay değildir hatta biraz da korkutucudur. Fakat hangi iyi şey öyle kolay ki? Korkutucu olan konfor alanından çıkıp, garantili, güvenli yollar geride bırakıp hiç gidilmedik yollara gidebilirsiniz. Korkuların bizi planladığımız, hedeflediğimiz şeylere ulaşmada bizi sabote etmesini engelleyebilirsiniz.

İşe giderken bile varsa farklı yollardan gidin, farklı aktiviteler yapın, farklı arkadaş gruplarınız olsun hepsinden ayrı ayrı beslenin, çözüm yolunu başka yerlerde arayın. Çok zaman geçmeden inanın kendinizi sabote etmemeye başlayacaksınızdır.

4 - Suçluluk hissini sorgulayın

Başarısızlık nevrozu diye bir terim duymuş muydunuz? Uzmanlar bu durumu şöyle açıklıyor: Kardeşinizi, eşinizi, ebeveyninizi, arkadaşınızı başarınızla gölgede bırakmamak için fazla başarı elde etmeme ve hatta bilinçdışı başarısız olmayı seçme durumu. Bu durum tuhaf ama sizin de başınıza geliyor olabilir. Tespit için ise kendinize şu soruyu sorabilir
"Neden bu amaca ulaşmak istediğim halde bu kadar rahatsız hissediyorum?" ve eğer benzeri bir durum yaşıyorsanız sizin için gerçekten neyin önemli olduğunu yoğunlaşarak farklı bir noktaya ulaşabilirsiniz. Baktınız olmuyor tek başınıza üstesinden gelemiyorsunuz, profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.

5 - Şikayet etmeyi bırakın

Bugün için kendinize söz verin ve ne olursa olsun şikayet etmeyin. Günün sonunda planlarınız dışında da çok şey yapmış olacağınızı ve daha çok iş bitirmiş olmanıza rağmen daha hafif hissettiğinizi fark edeceksiniz. Şikayet etmek, hayıflanmak sizin enerjinizi aldığı gibi, başkalarından size gelecek olan enerjiyi de alıyor. Enerjiden kastım bir iş birlikteliği, yeni proje için bir teklif, basit bir yardım ve kafanızı boşaltacağımız bir aktiviteye davet fırsatı gibi birçok elinizden kaçan fırsat aslında. Kimse yanında sürekli şikayet eden biriyle olmak istemez değil mi? Hem şikayet edeceğinize çözüm nedir bir durup düşünebilir, yaşadığınız zorluk ne varsa hayatınızı daha kolay bir hale getirebilirsiniz. Şikayetçi olduğunuz konu ciddi bir sağlık sorunu ile ilgili değilse, her şey mümkün :)

6 - Ertelemeyi bırakmaya ne dersiniz?

Kim saat çalınca 5 dakika daha erteliyor? Erteledikçe harekete geçmezsiniz, bu sonuçlardan yalnızca biri. Siz o anda göremezsiniz ama dolu fırsat sizi bulacakken hayatın akışında kaybolur gider. Hedeflerinize ulaşamaz, planladıklarınızı zamanında yapamazsınız. Arkasında yatan korkularınızı tespit edip, minik adımlarla bu alışkanlığınızdan kurtulabilirsiniz.

Bonus:

Ayrıca daha esnek olarak, sert yargı ve eleştirilerden kurtularak, bahane üretmeyerek, yardım istemekten çekinmeyerek ve de en önemlisi kendinize dost olarak bu durumun üstesinden gelmeniz, sözel ve davranışsal sabotajlarınızdan kurtulmanız mümkün.

Yukarıdaki yazı dileriz size ilham olmuştur. Daha verimli ve başarılı bir hayat hepimiz yaşayabiliriz, önemli olan bu konuda çaba harcamak.

İşin sırrı kendimizi sabote etmekten vazgeçtiğimiz an çözülüyor. Farkına varıp, düşünce alışkanlıklarımızın yerine daha sağlıklı olanları yerleştirdiğimizde inanın planlarınızın hayata geçme oranı kendiliğinden yükselecektir.

Sevgiyle kalın.

Kaynak; Psychologies Türkiye, Sayı 2019/08, Medium



Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir