Uzun süredir pazarlama faaliyetlerini büyük bir hayranlıkla izlediğim iki marka var: Red Bull ve GoPro. Bu farklı alanlardaki iki markayı aynı tabanda buluşturan olgu ise görünürde her ne kadar farklı olsa da, temel de aynı: kendi pazarlama anlayışlarına sahip olmaları.
GoPro'ya geçmeden önce biraz Red Bull'dan bahsedelim. Red Bull’un hedef kitle yaş aralığı olan 18-24 yaşlarında olup da Red Bull’un herhangi bir aktivitesini veya bir sponsorluğunu duymayan yoktur sanırım. Yalnızca büyük çaplı organizasyonlarda da değil, üniversite içinde gerçekleştirilen etkinliklerden, Karadeniz'de düzenlenen Formulaz'a kadar hedef kitlesinin var olduğu tüm platformlarda var olmaya çalışan Red Bull, tüm samimiyetini tüketiciye büyük bir başarıyla yansıtıyor.
Gelelim GoPro'ya. GoPro'nun pazarlama stratejisini anlamak için markanın kurucusu Nick Woodman'ın pazarlama stratejileri hakkında söylediklerine bakalım: ” İnsanların çektikleri görüntüler, markanın büyümesinde temel rol oynuyor. Bizim tüm müşterilerimiz inanılmaz güzel videolar çekiyor ve bunları online olarak paylaşıyor. Şunu net olarak söyleyebilirim ki, GoPro başarısını kamerasına değil, paylaşılan içeriğe borçlu. “
GoPro'nun başarısını, yalnızca pazarda gördüğü açığı kapatmasıyla açıklamak kesinlikle eksik bir bakış açısı. GoPro'nun pazarlama başarısının altında, kahraman ol ! (Be a Hero) marka sloganından sosyal medyanın etkin kullanımına, kullanıcılarını oradaymış gibi hissettirmeye kadar birçok unsur var. Bu pazarlama unsurlarından, Red Bull'la aynı paralelde yer alan biri de ürüne yönelik, inanılmaz çekicilikteki videolar.
http://youtu.be/mmcTgtNYO_M
Markanın kurucusu Nick Woodman'ın söylediği içeriğin üretilmesinde, GoPro olarak markanın doğrudan desteği olduğu şüphesiz. Youtube sayfasında 480 videoya sahip olan marka 1 milyona yakın takipçi ve 260 milyondan fazla izlenme rakamına sahip. Bu rakamları göz önüne aldığımızda karşımıza çıkan tablo ise kullanıcılarını, çektikleri videoları paylaşmaya teşvik eden marka oluyor. Kullanıcıların çektikleri videoları paylaşması ise markayı öteye taşıyan zincirin en önemli halkalarından birini oluşturuyor.
GoPro'yu pazarlama derslerine konu eden başarılarını bir yazıda anlatmak zor. Ama GoPro'yu bu denli öne çıkaran noktalardan biri, pazarlama stratejilerininde ana hatlarını oluşturan sosyal medyanın etkin kullanımı ve kullanıcılarını paylaşıma iten pazarlama anlayışı. Marka olarak yalnızca maytabı ateşleyen GoPro, kıvılcımın ilerlemesini kullanıcılarına bırakarak patlamayı daha güçlü kılan özel bir formül bulmuşa benziyor. Kıvılcımı güçlü tutmak için paylaşımlarını çeşitlendiren ve kesintisiz sürdüren marka, önümüzdeki dönemlerde yalnızca extreme sporların kaderini değil, sinemadan reklam filmlerine kadar birçok mecranında kaderini değiştirerek, ezber bozacak marka olacağa benziyor.
http://youtu.be/SMn-Bx5EVcg
http://youtu.be/zmO3jeQTJI0
http://youtu.be/-Pdoc_dW0OA